(Toplumsal İlişkiler 1715)
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ دٖينِهٖ فَسَوْفَ يَأْتِي اللّٰهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُٓ اَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنٖينَ اَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرٖينَ يُجَاهِدُونَ فٖي سَبٖيلِ اللّٰهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَٓائِمٍ ذٰلِكَ فَضْلُ اللّٰهِ يُؤْتٖيهِ مَنْ يَشَٓاءُ وَاللّٰهُ وَاسِعٌ عَلٖيمٌ
“Ey iman edenler! İçinizden kim (ve hangi kesim) dininden (haklı ve hayırlı çizgisinden) geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerlerine) Kendisinin onları sevdiği, onların da Kendisini sevdiği; mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı ise ’güçlü ve onurlu’ olan, Allah yolunda cihad edip (çaba harcayan) ve (gerçekleri savunmak hususunda hiçbir)kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk (ve ekip) getirir. İşte bu Allah’ın bir (ikramı ve) fazlıdır ki, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle Vâsi) geniş ve kuşatıcıdır, Alîm’dir. (Her şeyi ayrıntılarıyla Bilendir.)” (Maide/54)
Sevgi şu üç günlük dünyamızda içimizi ısıtan güneş değil midir? Sadece biz insanlar için değil, tüm canlılar için durum böyledir.
Pablo Neruda; “sevdiğiniz insanların sevgisini hissetmek, hayatınızı besleyen güneş gibidir” derken, sevginin hayatımızdaki önemini anlatır. Nasıl ki güneş olmadan hayat olmaz, sevgi olmadan da hayat olmaz. Sevgisiz hayat bir hiçtir. Her zaman sevdiğimiz insanların sevgileriyle içimizi ısıtmalarını bekleriz.
Gelin görün ki durumlar, hiç de öyle güllük gülistanlık değil. Zaten sevilen seveni sevseydi, değerini bilseydi, seven kör, sevilen nankör olmazdı.
Toplumsal ilişkilerde eşleri geçimsiz yapan sevgisizlik, sevgiyi yok eden şeyin de ilgisizlik olduğunu sanırım bilmeyen yoktur. Sevgi canlılarda olmazsa olmazlardandır. Sevgi yoksa ilgi de azalacaktır. İlgi olabilmesi için, karşıdakinin alakasını celbedecek davranışlar olmalıdır. Kadınların ve erkeklerin birbirine karşı başka gezegenlerden gelmiş yabani varlıklar gibi bakması, onları birbirlerinin çekim alanından uzaklaştıracaktır.
Bunu kimin için söylüyorum evliler, sevgililer birbirini sevdiğini iddia eden herkes için. Halbuki yüce Yaratan onları birbirlerini tamamlasınlar diye yaratmıştır. Aynı türden birbirlerini anlayıp sevsinler, sevilsinler diye var etmiştir. Zaten yaratma eylemi başlı başına sevgi ürünü ve işi değil midir?
Şems-i Tebrizi; bana sevdiğini söyleme hissettir” derken, niçin davranışa ve hissettirmeyi ön plana çıkarıyor dersiniz? Davranışlar niçin sözlerin önüne geçer. Hissettirmek niçin çok önemlidir? Nedir hissettirmek?
Hissettirmek demek; fiziksel bir uyaranla duyurmak, sezdirmek, farkına vardırmak, anlatmak, addettirmek, bir şeyle karşısındakini etkilemektir. Hissettirmekte yanlış olmasa da, konuşmalarda yanlış olabilir, lakin duygular asla yalan söylemez. Ama sözlerde gerçekler de olabilir, pembe yalanlar da. Edith Wharton’un; “yanlış düşünebilir, yanlış anlayabilir veya yanlış yapabilirsin ama yanlış hissedemezsin” sözüne de bu bakış açısıyla bakarsak görürüz ki, sadece sevmek yetmez, sevilenlerin sıcacık sevgilerini de hissetmemiz gerekiyor. Sevgi aynı zamanda bir emek işidir.
Şemsettin ÖZKAN
07.03.2025 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com