(Toplumsal İlişkiler 1714)
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تُبْطِلُوا صَدَقَاتِكُمْ بِالْمَنِّ وَالْاَذٰى كَالَّذٖي يُنْفِقُ مَالَهُ رِئَٓاءَ النَّاسِ وَلَا يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِ تُرَابٌ فَاَصَابَهُ وَابِلٌ فَتَرَكَهُ صَلْداً لَا يَقْدِرُونَ عَلٰى شَيْءٍ مِمَّا كَسَبُوا وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرٖينَ
“Ey iman edenler! İnsanlara gösteriş için malını harcayan, Allah’a ve ahiret gününe inanmayan kimse gibi başa kakmak ve incitip eziyette bulunmak suretiyle sadaka ve hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Çünkü onun bu gösterişinin misali, üzerinde az bir toprak bulunan bir kayanın haline benzer ki, ona şiddetli bir yağmur (düşünce veya hafif bir rüzgâr) isabet edince, üzerindeki toprağı silip süpürüp kendisini katı bir taş halinde bırakır. Onlar (gösteriş için hayır ve hizmet yapanlar, işte böyle riyakârlıkla) emek harcayıp kazandıkları hiçbir şeyi elde tutmaya kâdir olamazlar. Allah kâfirler topluluğunu hidayete ulaştırmayacaktır.” (Bakara/264)
Allah insana bir yüz vermiş. Bazıları ne hikmetse buna bir yüz daha ekleme gayretinde. Ne kötü bir durum bu hal. İnsanları kandırmaya çalışırken, sümme haşa Allah’ı mı kandıracaklarını sanıyorlar?
Yüce Yaratan onun üçkağıtçılığını farketmeyecek mi sanki? TS Eliot der ki; “insanların ikiyüzlü olması, sizi hâlâ şaşırtabiliyorsa, iyi bir insansınız demektir.” İnsanlığın henüz ölmemiş demektir yani.
Can Yücel ne güzel demiş; “ah be dünya! Sen dönüyorsun, onu anladık da, bu insanlar, senden daha hızlı dönüyor, hemde ortada hiçbir yörünge yokken.” Gerçekten de günümüz insanı bu konuda pek mahir. Şeytan bile bu insanlar karşısında, ceketinin düğmelerini ilikler. Şeytana pabucunu ters giydirir bu gibiler.
İkiyüzlü insanlar pazar tezgahı gibidir, öne iyileri koyar arkasına çürük. Hep aldatma üzre kuruludur düzenleri. Bu tipler ne göründükleri gibi olurlar, ne de oldukları gibi görünürler. Bu yüzden olsa gerek İbrahim Tenekeci; “bir çay içimlik tanımak istiyorum insanları, zira fazlası çirkin” demiştir.
Pablo Neruda; “insanlarla yüzyüze konuşarak her sorunu halledebilirsin, ama bazı insanlar gelir önüne, hangi yüzüne konuşacağını bilemezsin” derken, anlatmaya çalıştığı bu şeref yoksunu karaktersizlerle, baş etmenin zorluğuna çeker dikkatlerimizi.
William Shakespeare; “Tanrı size bir yüz vermiş bir yüz de siz eklemeyin” derken, ne kadar haklı. Buna rağmen gel velakin hava soğuk, hayat kısa ve insanlar ikiyüzlü.
Keşke insanlar ilk tanıdığımız gibi samimi, ya da ‘seni hiç tanıyamamışım’ dedirtecek kadar ikiyüzlü olmasalar, ama her geçen gün insanlığımızın kalitesi düşüyor işte. Hz. Mevlana “Ya olduğun gibi ol, ya da göründüğün gibi görün,” derken, bizleri tutarlı olmaya çağırmakla çok haklı.
“Müslümanlığın görünmek değil, olmak” olduğunun ısrarla altını çizen Aliya İzzetbegoviç de, Müslüman oluşuyla takdir edilmeyi bir madalya gibi göğsünde taşıyarak aramızda dolaşmak isteyenlerin bize bir katkısının olmayacağını anlatır gibidir. Bu yüzden Müslümanlar Müslümanlıklarına sahip mi çıkacaklar yoksa Müslümanlıklarının kullanılmasına göz mü yumacaklar sorusunu akla getirir ve Müslümanları görüntüye önem vermekten çok, Müslüman olmaya çağırır.
Olmakla ve görünmek arasında Mevlana’nın dediği gibi tutarlılık olsa çok iyi olur ama esas sorun insanın kendi değerlerini yaşamak yerine başkalarının ölçüsüne göre yaşamasıdır. İnsanın başkalarının beğenisini alma yarışına girip kendisi olamaması çok acıdır. Çünkü başkaları için yaşamak kesin olarak insanı mutsuz yapar.
Şemsettin ÖZKAN
06.03.2025 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com