KISMIŞIM SESİMİ LAMBAYI KISAR GİBİ İÇİNE KAPANIK BİR TAŞIM ŞİMDİ

(Toplumsal İlişkiler 1276)

وَلَمَّا جَٓاءَتْ رُسُلُنَا لُوطاً سٖٓيءَ بِهِمْ وَضَاقَ بِهِمْ ذَرْعاً وَقَالَ هٰذَا يَوْمٌ عَصٖيبٌ
“Elçilerimiz, yakışıklı birer delikanlı sûretinde Lut’un yanına gelince, onların melek olduğunu henüz bilmeyen Lut, kadınları bırakıp erkeklere yönelen sapık hemşehrilerinin bu gençleri tâciz edeceğinden korkarak onlardan dolayı üzüntü ve endişeye kapıldı, misafirlerini koruyacak gücü olmadığını görerek onlar yüzünden içi daraldı ve kendi kendine, “Bugün, çok çetin bir gün olacak!” dedi.” (Hud/77)

İnsana bazen öyle zor anlar gelir ki, orada artık her şey bitmiştir, kurtuluş yoktur. Eli ayağı tutulmuştur. Çok konuşan dili susmuştur. Bir şey elinden gelmez artık. Sözün bittiği yerdedir. Yapabileceği birşey yoktur ve öylece bekler durur.

         İbrahim Tenekeci; “kısmışım sesimi lambayı kısar gibi İçine kapanık bir taşım şimdi” derken, haddi zatında böyle bir duruma temas eder gibidir. Maalesef elimden bir şey gelmiyor işte öylece susuyorum bana düşen paydan diyor. Hareketsiz, atıl vaziyette öylece kalmanın zorluklarına vurgu yapan üstad, böyle bir duruma düşmeden önce insanın, gerekli tedbirleri alması gerektiğinin de altını üstü kapalı bir şekilde çizmektedir, anlayana tabi. Susmak iyidir değerli dostlar yerine göre.  

              Susmak… Uzun bir sessizlik. İçinde kimbilir neler geçen derin derin susmalar. Sevdalara salınmış, aşka düşmüş deli olmuş susmalar. 

              Hz. Mevlana; “sustum en vav halimle sana, sevdana sustum, gönlümü suretinle sırata yürüyorum ha düştüm ha düşeceğim” derken sevdaya düşkün suskunluğunu çarpıcı bir dille anlatır bize; anne karnındaki bir bebeğin yatışı gibi, sırat köprüsünde yürür gibi.

              Susmak tefekkür için çok önemli dostlar! Sadece kendi kendine konuşarak bir şey elde edemezsin. Susacaksın ki, karşında muhatabın ne demek istiyor anlayacaksın. Sözün bolca israf edildiği bir internet çağında yaşadığımız için, binlerce sözün arasından manalı olanları seçmek de bir o kadar zor oluyor. Susmak nedir bilmiyor insanlar, herkes yorumcu, herkes teknik direktör, hoca, siyasetçi, allame. Biraz dikkatlice bakarsanız kimsenin öyle hikmetli sözler ettiği falan yok. Sadece konuşmuş olmak için konuşuyorlar işte. Bunun gibilere Hz. Mevlana’nın diliyle cevap vermek gerek herhalde; “sus gönlüm, bütün bu susmalarına karşılık, her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus!”

Şemsettin ÖZKAN

24.12.2023 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.