(Toplumsal İlişkiler 697)
وَلَا تَأْكُلُٓوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ وَتُدْلُوا بِهَٓا اِلَى الْحُكَّامِ لِتَأْكُلُوا فَرٖيقاً مِنْ اَمْوَالِ النَّاسِ بِالْاِثْمِ وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَࣖ
“Ey iman edenler! Birbirinizin mallarını haksız yollarla yemeyin! Başkalarının sahip olduğu mallardan bir kısmını ele geçirmek amacıyla —hem de bunun günah olduğunu bile bile— sakın hâkimlere ve diğer yöneticilere rüşvet teklif etmeyin.” (Bakara/188)
Orucun son günlerinde kime ait olduğunu çözemediğim bir cümleye rastladım. Çok hoşuma gitti. Şöyle deniyordu:
“Asıl oruç kul hakkı yememektir on iki ay tutulur.”
Gerçekten de üzerinde hassasiyetle düşünülmesi gereken ama maalesef çok çiğnenen, gereği gibi anlaşılmayan bir konu bu kul hakkı meselesi.
Peki kul hakkı deyince ne anlamalıyız? Nedir bu kul hakkı? Bir kimse bir kimsenin hakkını yer, malını çalar, hırsızlık yapar ise büyük vebali olan kul hakkını işlemiş olur. Kul hakkı pek çok sebebe bağlı olarak işlenebilir. Dolayısıyla bir kişinin istenmediği bir şey yapması, onu alay etmek, küçük düşürmek, başkasının yanında aşağılamak, rencide etmekte bir kul hakkıdır.
Kul hakkına titizlik göstermek gerekir. Zira kul hakkı, helalleşme gerektiren bir olaydır. Dedikodu, gıybet, iftira, yalan, kandırma, kasıtlı ya da kasıtsız zarar verme durumları kul hakkına neden olmaktadır. Kul hakkı önemlidir. Çünkü Allah kul hakkını affetmeyi kullarının tasarrufuna bırakmıştır.
Hak yemek sol elle yemek kadar dikkat çekmedi bu ülkede belki de. Evet Allah yarına bırakır ama asla yanına bırakmaz kul hakkı yiyenin. Beytül maldan yetimin, fakir fukaranın, garip gurabanın, hakkını çalanların.
Bir kerecik aldatmayla, kul hakkı yemekle, ya da yalandan kim ölmüş ki diyorlar. Doğrudur beden ölmez. Ama gönül ölüyor, güven ölüyor, insanlık ölüyor, bunun bilincinde kaç yiğit var acaba? İşte burası muamma…
Şemsettin ÖZKAN
18.05.2022 DOĞANŞEHİR
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com