ÜSLUP KEMALATIN AYNASIDIR

(Toplumsal İlişkiler 684)

فَقُولَا لَهُ قَوْلاً لَيِّناً لَعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ اَوْ يَخْشٰى
“Fakat onunla tatlı dille konuşun, hikmetle ve ibret verici güzel öğütlerle onu hakîkate dâvet edin. Tartışmak gerektiğinde, kaba ve kırıcı davranmadan, gönül incitmeden konuşarak ona ayetlerimi tebliğ edin ki, belki bu sayede öğüt alır; yâhut en azından ilâhî azaptan korkup zulüm ve haksızlık yapmaktan çekinir.” (Taha/44)

Üslup deyin, tarz deyin, usül deyin, her ne derseniz deyin, insan ilişkilerinde her zaman en öne çıkan konudur bugünkü mevzumuz. Derviş Celal Er-ruhavi’nin ifadesiyle; “üslup kemalatın aynasıdır.” Üslup insanın kafa kağıdıdır yani kimliği. İnsanlar öyle fikir ayrılığından farklı düşüncelerinden ötürü birbirinden ayrılmazlar. Olsa olsa halden anlayamadıklarından, hemhal olamadıklarından ya da dertleşemediklerinden birbirinden ayrılırlar.

Üslup anlatma biçimi, deyiş ya da yapış biçimidir. Herkesin, her ülkenin ya da sanatçının bir tekniği, söyleyişi ve rengi, konuyu ele alış biçimi vardır. Buna usül de diyebilirsiniz. Bu usüller kişinin olgunlaşmada ne durumda olduğunun ipuçlarını da verir bize. Şemsabad (Kitab-ü Usul-i’l AŞK) adlı henüz basılmamış tarihi romanımızda gönlü geniş ruhu gezginlerin, aşkın kanununu yazmada, ortaya koydukları bu usüllerini, tarzlarını, yani üsluplarını anlatmaya çalışıyoruz acizane.

Bazen öyle bir an gelir ki, nasıl söylediğin ne söylediğinden çok daha önemli hale geliverir. Bir üslup hatası doğru bir sözün katili, celladı olabilir. Söyleyiş biçimi her şeyin önüne geçiverir de ne diyeceklerini solda sıfır gösteriverir.

Yüce Yaratan yukarıda geçen ayette, Hz. Musa ve kardeşi Harun Peygamberlere Firavun’un huzuruna çıkıp güzel bir uslüpla söz etmelerini istiyor. Firavun’un imana gelmeyeceğini bilmiyor mu Allah? Elbette biliyor. Bize bir yöntem ve tarz sunuyor o da düşmanına dahi güzel davranmak ve güzel sözler söylemektir.

Bilmiyorum hatırlatmama gerek var mı insan olmak, ince işçilik istiyor. Zira herşey incelikten, insan ise kalınlıktan kırılıyor. “Oysa uslüp bir medeniyettir” diyen Cemil Meriç, insanlığın inşasında kilometre taşının davranış kodlarımızda olduğunun altını kalın çizgilerle çizerken yerden göğe haklı değil midir?

Spinoza, “Havaya fırlatılan taş konuşabilseydi kendi arzusu ile yola çıktığını söylerdi” diyor. Kasırgalı bir denizde çalkalanan sal bizden daha hür. Hangi limana yöneleceğiz? Riyazet kalesi metrûk bir harabe. Büyükler masal söyleyip uykuya dalmış Hayyam’a göre ama onun sunduğu kadeh de köpük dolu değil mi? Eflatun’u sokaktaki adamdan ayıran: üsluptur” der, Cemil Meriç üstadımız.

Tom Robbins, üslubu hayatımızın en önemli belirleyicisi olarak görür: “Hayattaki en önemli şey üslup. Yani temelde, neticede önemli olan, kişinin varoluş üslubu -kişinin eylemlerinde görülen karakteristik tarz. İnsan kendini eylemleriyle tanımlamaktaysa eğer, o zaman üslup iki kat daha belirleyicidir; çünkü eylemi betimleyen üsluptur.” 

Şemsettin ÖZKAN

05.05.2022 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-igrus.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir