(Toplumsal İlişkiler 653)
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَۙ
“Ey inananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi,
şeytânî dürtülere karşı direncinizi artırarak günahlardan, kötülüklerden korunabilmeniz için size de farz kılınmıştır.” (Bakara/183)
“Ramazan-ı şerif geldi. Aşk ve iman padişahının sancağı erişti. Artık maddi yiyeceklerden elini çek. Çünkü göklerden manevi rızık geldi ve can sofrası kuruldu” diyerek bu kutlu ayı muştulayan Hz. Mevlana, orucun bir Müslümanda meydana getireceği değişiklikleri enikonu irdeler durur ve şöyle der:
“Oruç can gözünün açılması için bedenleri kör eder. Senin gönül gözün kör de o yüzden kıldığın namazlar, yaptığın ibadetler sana o aydınlığı vermiyor hakikati göstermiyor.”
Burada en önemli nokta, orucun insanın maddi yönünden çok manevi yönüne yaptığı katkılardır. Bu katkıları gözardı edenin Ramazan ayından gereği gibi istifade etmesi söz konusu değildir. Bu yüzden gönüllere daha çok yatırım yapılmalıdır. İnsanın nefsini okşayanlar terkedilmelidir.
Kur’an ayı olan bu mübarek günlerde, zaman ve mekanın çok ötesinde olan çağlarüstü bu kitap, sadece okumakla yetinilmeyip, iyi anlaşılmalı ve davranış haline getirilmelidir. İyi bir Kur’an okuyucusu olunmalıdır. İyi bir Kur’an okuyucusu dilin, aklın ve kalbin payını verir. Dilin payı Kur’an’ı kurallarına göre okumaktır. Aklın payı Kur’an’ı anlamaktır. Kalbin payı ise Kur’an’ı eyleme dökmektir yani toplumsal yaşam biçimi haline dönüştürmektir.
Bu ayda fakir, yoksul ve gariplere daha bir özen gösterilmeli, iftar sofralarının baş köşelerinde esas onlar yer almalıdır. Akrabalık ve komşuluk ilişkileri ileri derecede geliştirilmelidir. Trafikte, sosyal ilişkilerde sabırlı olunmalı, hemen fişek gibi parlamamalıdır. Sağduyulu hareket edilmeli, yapıcı, pozitif davranışlar sergilenmelidir. Büyüklere saygı sevgi, muhabbet gösterilmeli, küçüklerle yakından ilgilenilenerek sevgi iklimi oluşturulmalıdır. Kabe’yi yıkmaktan daha tehlikeli olan gönülleri yıkmamaya dikkat edilmelidir. Küsler barıştırılmalı, oruç sadece midemize değil; dilimize, gözümüze, kulağımıza, hasılı tüm organlarımıza tutturulmalıdır.
Bedenleri, nefsi körelten oruçla hala ibadetlerin zevkine varmıyorsan, kıldığın namazlar kötülüklerden koruyamıyorsa, akşama kadar aç kaldığın halde dilin yalan, gıybet, dedikodu, laf taşımayla meşgul oluyorsa, gözlerin, kulakların kötülük peşinde koşuyorsa gönül gözün köreldiği için içten yanan bir aydınlığa kavuşamıyorsun demektir.
Şemsettin ÖZKAN
03.04.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com