BAĞDAŞ KURUVERİR DE HÜZÜN GÖNLÜME

(Toplumsal İlişkiler 139)


اِلَّا تَنْصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللّٰهُ اِذْ اَخْرَجَهُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ثَانِيَ اثْنَيْنِ اِذْ هُمَا فِي الْغَارِ اِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِه۪ لَا تَحْزَنْ اِنَّ اللّٰهَ مَعَنَاۚ فَاَنْزَلَ اللّٰهُ سَك۪ينَتَهُ عَلَيْهِ وَاَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا السُّفْلٰىۜ وَكَلِمَةُ اللّٰهِ هِيَ الْعُلْيَاۜ وَاللّٰهُ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ
Siz O’na (Peygambere ve Hakk Dava Önderine) yardım etmezseniz (zararlı çıkan siz olacaksınız, çünkü) Allah O’na zaten ve kesinlikle yardımcıydı. Hani o zaman kâfirler, (Hz. Ebubekir’le) ikiden biri (Kelime-i Tevhidin ikinci iman gereği ve “Muhammedün Resulüllah” gerçeği) olarak O’nu (Mekke’den) 
çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: “Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir.” Böylece Allah O’na ‘huzur ve güvenlik duygusunu’ indirmişti, O’nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkâr edenlerin de kelimesini (inkâr sözlerini ve küfür-sömürü sistemlerini) alçaltmıştı. Oysa Allah’ın kelimesi (Kur’an kelâmı ve ahkâmı), en yüce olandır. Allah Üstün ve Güçlüdür, Hüküm ve Hikmet sahibidir.” (Tevbe/40)

Çok sevdiğim 1996 Konya mahreçli “Geçit Resmi” adlı bir şiirim vardır:

Gökler çullanıverir de yeryüzüne  
Nefesim çıkar iğne deliğinden
Bağdaş kuruverir de hüzün gönlüme
Ölüler geçit resmi yapar geceden.
Sonra ışık kaybolur da gözlerimden 
Karanlıklar olur benim yoldaşım
Tabut yürür korkarım da ölümümden
Yağmurlarla ağlar musalla taşım.

Gönül üzgünlüğü, içsel duygulanım, iç kapanıklığı ve üzüntü gibi anlamlara gelen hüzün hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Şiirde hüznün gönle bağdaş kurması artık hiç kalkmayacağının bir göstergesi olarak sunulmaktadır.

Hz. Mevlana; “Sıkıntılar gecedir, dinlen, kederlenme! Sabah elbette olacaktır,” derken hüznü geceye benzeterek, mutlaka insana uğrayacağını ancak sabahın yani neşenin de geleceğini ifade eder.

Kur’an’ın okunuşuna hüzün katmak hadislerde tavsiye edilmiş, sahabe arasında da, Kur’ân’ın tertille okunmasını, 

“ağlayarak okuma” şeklinde anlayıp tefsir edenler olmuştur. Nitekim Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) de;

“Kur’ân hüzünle nazil oldu, onu okurken ağlayınız. Ağlayamıyorsanız, ağlar gibi okuyunuz (veya kendinizi ağlamaya zorlayınız.)” (İbn Mâce, İkametüssalah, 176)

tavsiyesinde bulunmuştur. Buna göre Kur’an’ı okurken ağlamak müstehabdır. Kendileri de, İbn Mes’ud Nisa sûresinden;

“Her milletten (inançlarının bozukluğuna, işlerinin kötülüğüne tanıklık edecek) bir şahit, seni de bunlara şahit getirdiğimiz zaman (halleri) nice olacak?” (Nisa, 4/41)

ayetini okurken, dolu dolu gözyaşı dökmüştür. Buhârî’nin bir rivâyetinde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmaktadır:

“Kur’ân’ı tegannî etmeyen bizden değildir.” (Sahabeden biri, bununla) açıktan okumayı kastediyor demiştir.” (Buhârî, Tevhid, 32, 44.)

Yukarıda söylediğimiz İbn Mesud (r.a) olayı da şöyledir: İbnu Mes’ud (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana:

“Kur’ân’ı bana oku!” dedi. Ben (hayretle):

“Sana indirilmiş bulunan Kur’ân’ı mı sana okuyayım?” diye sordum. Bana:

“Evet, ben onu kendimden başkasından dinlemeyi seviyorum!” dedi. Ben de ona Nisa sûresini okumaya başladım. Ne zaman ki,

“Her ümmete her şâhid getirdiğimiz ve ey Muhammed, seni de bunlara şâhid getirdiğimiz vakit durumları nasıl olacak?” mealindeki âyete (41. âyet) geldim.

“Dur!..” dedi. Durdum ve dönüp Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a baktım. Bir de ne göreyim, iki gözünden de yaşlar akıyordu.” [Buharî, Fedâilu’l-Kur’ân 32, 33, 35; Müslim, Musâfirin 247, (700); Tirmizî, Tefsir, Nisa, (3027, 3028); Ebû Davud, İlm 13, (3668)]

Yukarıda geçen ayette de sevgili Peygamberimiz, hicret esnasında müşrikler Sevr mağarasının kapısına kadar geldiklerinde üzülüp endişelenen Hz. Ebubekir’e; “ Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir.” diyordu.

Kalpten hüzün gidince kalp harap olur,” diyen İbn-i Arabi bize ne mesajı veriyor olabilir acaba?

Şemsettin ÖZKAN

17.10.2020 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-sorularlaislamiyet.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir