(Toplumsal İlişkiler 1512)
وَاِذِ ابْتَلٰٓى اِبْرٰهٖيمَ رَبُّهُ بِكَلِمَاتٍ فَاَتَمَّهُنَّؕ قَالَ اِنّٖي جَاعِلُكَ لِلنَّاسِ اِمَاماًؕ قَالَ وَمِنْ ذُرِّيَّتٖيؕ قَالَ لَا يَنَالُ عَهْدِي الظَّالِمٖينَ
“Hani hatırlayın ki, bir dönem Rabbi, birtakım kelimeler (emir ve hükümler)le, İbrahim’i imtihan etmişti. (İbrahim de) O kelimeleri (Allah’a verdiği sözleri) eksiksiz yerine getirmişti. (Allah ise bunlara karşılık:) “Ben seni bütün insanlara imam (önder, örnek ve rehber) kılacağım” demişti. (İbrahim:) “Ya soyumdan olanlar? (Onlara ne verilecek?)” deyince (Allah: Bu va’adim mü’min ve müstakimler için geçerlidir.) “Zalimler Benim ahdime erişemez” demişti.” (Bakara/124)
Yezidin harcı zulüm, yiğidin burcu ölüm Gazze’de. Sen bir film değildin ey Gazze, bu kadar seyredenin izleyenin olmamalıydı. Hadi zalimi anladık zalim de bu zulmü seyreden izleyen medeni dünyaya ne demeli?
Ey çağdaş dünya! Medeniyetin adı zulüm mü oldu? Herkesin muhaliflerini Yezitlikle suçladığı günlere erdik. Ortalık bu kadar çok Yezitten geçilmezken, zulmün karşısında kaya gibi dimdik duran Hüseyin’ler nerede? Medeniyetlerin sembolü olan şehirler, artık zulüm girdabında yüzen, dışı yıkık harabe, içi hatıra dolu evler mi oldu? Dünyanın her yerinde bugün de insanlar zulme uğradı. Mazlumlar katledildi. Dünyanın kanayan yarası Ortadoğu’da kan ve gözyaşı hiç ama hiç dinmedi. Yine kimi insanlar şehirlerin girdabında öldü, kimileri de sakat kaldı. Kırk binin üzerinde çoluk çocuk, kadın, erkek en temel hak olan kendi vatanında yaşama hürriyeti elinden alındı.
Dostum, dostum “medeniyet” dediğin de nedir ki? İnsanın kafasını vahşet çağlarında tomrukta keserlerdi, şimdi senin medeniyetin giyotinde biçiyor.
Zulüm eskiden el işiydi. Şimdilerde makine işi oldu. Şu 20. asrın maskaralığına bakın hele bir kez. Dünya üç mideli hayvana döndü; yer tankla, gök uçaklarla, deniz zırhlılarla adam öldürüyor, çocuk boğazlıyor, soykırım uyguluyor. Senin medeniyetim dediğin şey. Bu mu senin medeniyetin BM, AB vs. dünyanın diğer uygar kuruluş ve ülkeleri?
Üstad Cahit Zarifoğlu daha o günlerde Filistin sorununa değinen ender şairlerimizdendir. “Soru İşaretlerinden Biri” şiirinde şöyle der:
Zulümdür dinlenen başlarsa eğilmiş
Gömleğin üzerine kadar çıkmış kalpteki kara leke
Dikilsen dağların ötesini tutar elin
Bir iki tank çer çöp olmuş gözüne perde
Petrol ya da banker sellerinde boğuluyorsun
Külçe külçe dolar ya da sefalet secden olacak yerde
O eski kadim iklim kim bilir nerde sürer
Perişan birkaç evde kim bilir veliler dilinde
Oturup konuşalım şunu. Bulsun kelimem kelimeni
Eğer uyku daha aziz esirlik daha ehven değilse
Bir deli akıl çırpınıyor aramızda
Rızık korkusu can korkusu baş mesele
Çıplan dünyadan çıplan ve gövdenden
O büyülü çiçekleri yol arın bir kere
Başını eğmiş zalimleri dinlersin
Dersin ‘lokmam ellerinde’
Filistin bir sınav kağıdı
Her mü’min kulun önünde
De gerçeği yaz: Hakikat şehitliğe koşmaktır
De isyan çağır yolun açılır cennet köşelerine.
Şemsettin ÖZKAN
16.08.2024 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diynet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-sabah.com.tr
4-pixabay.com
5-suskunduvar.com