(Toplumsal İlişkiler 1012)
وَاٰيَةٌ لَهُمُ الْاَرْضُ الْمَيْتَةُۚ اَحْيَيْنَاهَا وَاَخْرَجْنَا مِنْهَا حَباًّ فَمِنْهُ يَأْكُلُونَ
“(Oysa her kışın) Ölü (hale gelen toprak) yeryüzü kendileri için (ibretli) bir ayettir. Biz onu (her baharda yağmurla yeniden)
diriltmekteyiz; ondan (hububat) türlü taneler çıkartırız ki, böylelikle ondan yemektedirler.” (Yasin/33)
İnsanların asıl sorunu zıtların senkronizasyonu bir türlü anlayamaması. Zıtları biraraya getiremiyoruz veya beraber düşünemiyoruz ne hikmetse? Siyah, beyaz, erkek, kadın, yeryüzü, gökyüzü vb örneklerle bunu çoğaltabiliriz. Halbuki her şey zıddıyla kaimdir ve bu şekilde olmasına da ihtiyaç var.
Hz. Mevlana’nın; “yer gökyüzüyle düşmanlığa kalkışırsa, çoraklaşır ve ölü hale gelir” derken zıtların uyumuna dikkatleri çekmesi bu yüzdendir. Eğer bu uyum ve senkronizasyon sağlanamazsa işte o zaman kaos ve kargaşa olur.
Hüznün denizinde yüzmeyenler, nasıl mutluluğun engin denizine ulaşabilirler ki? Gece olmazsa gündüzün kıymetini nasıl anlayabiliriz ki? Ya da gündüz olmasa gecenin değerine nasıl vakıf olabiliriz ki?
Hz. Mevlana’nın; “her şeyi zıttı ile anla” sözüne de, bu açıdan bakmak gerekir. Siyahı beyazla, erkeği kadınla, yeri gökle, karanlığı aydınlıkla, geceyi gündüzle, hayatı ölümle, hüznü mutlulukla, günahı sevapla, iyiyi kötüyle, inananı inkar edenle, uzunu kısayla yanyana getirdiğimiz zaman bir şey ifade edebilirler ancak. Yoksa hiçbirinin tek başlarına bir anlamları yoktur.
Fizik yasaları bize aynı kutupların birbirini ittiğini, zıt kutuplarınsa birbirini çektiğini öğretiyor. Gece ve gündüzün birbirini takip etmesi, insan ilişkilerinde de birinin eksiğini bir başkasıyla tamamlamaya çalışması da, romantik iki zıt karakterin yanyana gelmesi de belki de bu yüzdendir kimbilir? Yeryüzünün halkı insan, ne diye günahlarıyla gökyüzüne habire düşmanlık edip duruyor ki, bunu anlamak mümkün değil işte.
Şemsettin ÖZKAN
04.04.2023 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com