Misafir çocuğu gibiydin; geldin, dağıttın, gittin.
Sinyal verip geçtiğin bu kalbimi, ileride dörtlüleri yakıp bekleyeceksin.
BİZ KİMİZ? Çocukken yere düştüğünde düştüğü için anasından dayak yiyen, geline kına yakıp ağlatan 2 dakika sonra oynatan, şampuan sabun bitince üstüne su ekleyen, ev telefonu çalınca başında duran ikinci kez çalmasını bekleyen, gördüğü her yere dantelli örtü örten, faturayı yatırmak için son günü bekleyen, 3 kişilik asansöre 5 kişi binmeye çalışan, yabancı dil öğrenirken önce küfürleri öğrenen, her konuda fikri olan, yanına gelen birine “geldin mi?” diye soran bu milletime, Rabbim zeval vermesin. AMİN…
Her türlü dert dinlenir akıl fikir verilir. Biz cenazenizde gözyaşı, düğününüzde halay başıyız. SEN SOR BEN SÖYLİYEYİM DANIŞMANLIK HİZMETLERİ
Fazla ciddiye almayın şu hayatı, nasıl olsa içinden canlı çıkamayacaksınız. N.F. KISAKÜREK
Dindarlığını Allah’a göster, bana insanlığın lazım.
Usta ölmeden önce bana bir oyun öğret… İnsan olayım.
GELÜSE GELÜ, GELMEZSE GENDÜ BİLÜ… Araba arka cam yazısı
Azat et beni. Ağzına kadar dolu bir kamyonetin, arka yazısıdır.
offff,Allah rehmet etsin. elə gözel mahnıdır ki,üreyim sızıldayır..
(Azerbaycan’dan Barış Manço’nun Gülpembe şarkısına yorumu)
“Yaz Duvara Bunları…” için 2 yorum
Bir Kütahyalı Konya’ya gelmiş, lokantada yemek yiyor. Bakmış yanıbaşındaki masada oturan ve şivesinden Konyalı olduğu anlaşılan kişi garsona;
-“Age, bağa bi tirit vir” demiş.
Tirit gelmiş, bol bol ekmekli, bol soğanlı, bol sulu, nefis, mis gibi kokuyor ama az etli. Kütahyalı yan gözle bizim Konyalı’yı süzerken, Gonya’lı hemşehrimiz garsonu tekrar çağırmış;
-“Age accık da yağına ekmek viri vir” demiş.
Garson ekmeği getirmiş, Bizim Gonyalı garsonun getirdiği ekmekle, tiridin içindeki ekmek parçalarını afiyetle yemiş. Kütahyalı hayran hayran seyretmiş. Gel zaman, git zaman yine O Kütahyalı vatandaş bir gün trende giderken kompartmanında tanışma faslı esnasında bir Konyalı’ya rastlamış ve yıllar sonra o meşhur Konya seyahati aklına gelmiş ve hemen Konyalılara hayranlığını anlatmış. Konyalı bunun üzerine sormuş;
– “Hele neyne hayran olduydun?”
– “Ekmeği ekmeğinen yirsiniz, adına da tirit dirsiniz!
Bir Kütahyalı Konya’ya gelmiş, lokantada yemek yiyor. Bakmış yanıbaşındaki masada oturan ve şivesinden Konyalı olduğu anlaşılan kişi garsona;
-“Age, bağa bi tirit vir” demiş.
Tirit gelmiş, bol bol ekmekli, bol soğanlı, bol sulu, nefis, mis gibi kokuyor ama az etli. Kütahyalı yan gözle bizim Konyalı’yı süzerken, Gonya’lı hemşehrimiz garsonu tekrar çağırmış;
-“Age accık da yağına ekmek viri vir” demiş.
Garson ekmeği getirmiş, Bizim Gonyalı garsonun getirdiği ekmekle, tiridin içindeki ekmek parçalarını afiyetle yemiş. Kütahyalı hayran hayran seyretmiş. Gel zaman, git zaman yine O Kütahyalı vatandaş bir gün trende giderken kompartmanında tanışma faslı esnasında bir Konyalı’ya rastlamış ve yıllar sonra o meşhur Konya seyahati aklına gelmiş ve hemen Konyalılara hayranlığını anlatmış. Konyalı bunun üzerine sormuş;
– “Hele neyne hayran olduydun?”
– “Ekmeği ekmeğinen yirsiniz, adına da tirit dirsiniz!
Eyvallah hocam Allah cc razı olsun