YALAN DÜNYA SENİN OLSA NE FAYDA

(Toplumsal ilişkiler 901)

يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا۠ وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللّٰهِ الْغَرُورُ
Ey insanlar! Allah’ın size ayetlerinde bildirdiği her şey gerçektir. Size dünya hayatı için bir süre verilmiştir. Siz verilen süreye aldanmayın! Dünyada hesapsız, kitapsız, sorumsuz yaptıklarınıza aldanmayın! Öylesine keyfinize göre yaşayıp kurtulacağınızı sanmayın! Dünya hayatı sizi aldatmasın! Şeytanlaşan kişiler sizi Allah ile kandırmasın! Şeytanlaşan insanlar sizlere şöyle der: “İstediğini yap, günahmış sevapmış aldırma, helal haram tanıma, nasılsa tövbe kapısı var. Yaşlanınca tövbe eder kurtulursun!” Bu sözler şeytanın sözleridir. Bu sözlere aldanmayın! Bu tür düşünceler Allah’ın tövbe kapısını istismar etmektir. Tövbe kapısını istismar ederseniz cehennemi boylarsınız. Sakın şeytanın bu tuzağına düşmeyin!” (Fatır/5)

Herkes üç aşağı beş yukarı bir şekilde bu dünyanın gelip geçici olduğunu, kimseye kalmayacağını, “yalan dünya” diye şarkılar, türküler okuduğu halde neden gafiller gibi şaşkın şaşkın gezerler bu âlemde?Neden bilinçleri kapanıverir öyle? Niçin üç günlük dünya için insanlar birbirlerinin kalplerini kırarlar? Sevgiden uzak bir dünya inşa ederler öyle? Neden? Neden? Neden?

Pir Sultan Abdal, şiirlerinde insanın bu açmazlarını çok güzel işler. “Ne Fayda” şiirinde bu handikapımızı anlatır:

Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Yalan dünya senin olsa ne fayda
Akibet alırlar tatlı canın
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda

Söylersin de söz içinde şaşmazsın
Helâli haramı yersin seçmezsin
Nasibin kesilir de sular içmezsin
Akar çaylar senin olsa ne fayda

Söylersin de el içinde sözün var
Yeler çalışırsın oğlun kızın var
Bu dünyada üç beş arşın bezin var
Bedestenler senin olsa ne fayda

Bir gün alır götürürler evinden
Hakk’ın kelâmını koyma dilinden
Kurtulaman Ezrail’in elinden
Dünya dolu malın olsa ne fayda

Pir Sultan Abdal’ım çıktık oturduk
Kaza lokmasını burda yetirdik
Dünya bizim diye çektik getirdik
Yalan dünya bizim olsa ne fayda.

Sahi şu yalan dünya bizim olsa ne fayda? Dünya dolu malın olsa ne fayda? Bedestenler (AVM’ler, çarşı pazarlar, kapalı çarşılar v.s) bizim olsa ne fayda? Yatlar, villalar, arabalar, şunlar, bunlar v.s bizim olsa ne fayda, bir çorabını bile bu dünyadan götüremedikten sonra, Azrail (a.s) tatlı canları aldıktan sonra ne fayda? Helali haramı seçemeyip, nasibimiz kesilip, suları dahi içemez hale geldikten sonra, dünyanın tüm akan suları, dereleri, nehirleri, akarsuları, gölleri, çağlayanları ve denizleri bizim olsa ne fayda? Ne fayda? Ne fayda?

Yavuz Top’un derlediği, Hasan Hüseyin’den alınan Gaziantep yöremize ait bir türküde de, aynı konu işlenir:

Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Dünya kadar malın olsa ne fayda
Söyleyen dillerin söylemez olur
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda.

Sen söylersin söz iç’in de sözün var
Çalarsın çırparsın oğlun kızın var
Şu dünyada üç beş arşın bezin var
Tüm bedesten senin olsa ne fayda.

Söylersin de sen sözünden şaşmazsın
Haramını helalini seçmezsin
Tükenir kepeğin su da içmezsin
Akan çaylar senin olsa ne fayda.

Kul Himmet Üstadım gelse otursa
Hâkk’ın kelâm’ını dile getirse
Dünya benim deyi zapta geçirse
Karun kadar malın olsa ne fayda.

Şemsettin ÖZKAN

13.12.2022 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-siir.sitesi.web.tr

4-pixabay.com

5-asikveysel.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.