(Toplumsal İlişkiler 274)
وَلَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ وَلَا تَمْشِ فِي الْاَرْضِ مَرَحاًۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍۚ
“Sakın gurura kapılıp da, insanları küçümseyerek onlardan yüzünü çevirme ve yeryüzünde çalımlı çalımlı yürüme, dâimâ saygılı ve alçakgönüllü ol! Çünkü Allah, gurura kapılıp başkalarına karşı büyüklük taslayan hiç kimseyi sevmez.” (Lokman/18)
Nice insanlar vardır ki, cakasından fiyakasından yanına yaklaşamazsınız. Sanki küçük dağları o yaratmıştır. Bir gurur, bir kibir. Hz. Mevlana; “tavus kuşu gibi hep kanatlarını görme, az da ayaklarını gör,” der.
Ardahan Üniversitesi, İnsani Bilimler Edebiyat fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden Doç. Dr. Ahmet İçli, “Mevlana Celaleddin Rumi’nin Mesnevisinde Nefs Kavramı Bağlamında Anlatılan Hikayelere Sembolik Açıdan Bakış” adlı çalışmasında Tavuskuşu ve Hakim hikayesini şöyle yorumlar:
“Mesnevi”de kuş sembolizmi eksenli anlatılan hikâyelerden biri de Tavuskuşu hikâyesidir. Bu anlatıya göre bir kadı/hâkim, kırda gezinirken kanatlarını kırpan bir tavus kuşuna rastlar. Olayın özünü sorup öğrenmek ister. Tavus kuşu, avcıların kanatlarından dolayı onu yakalama ve tuzaklarına düşürme ihtimali olduğu için kanatlarını yolduğunu belirtir. Tavus kuşu, avcıların tuzağı olduğu sürece, kanatların kendi canına düşman olduğunu, kendi yaşamı için kanatlarının kötü görünmesinin problem teşkil etmediğini söyler. (C. 5, b. 535-)
Bu meselde Tavus kuşu, aklın sembolü olurken kanatları da nefsin simge değeri olur. Çünkü kuşun açıklamalarına bakıldığında, bahse konu kanatların varlığı avcıların onu avlamasına sebebiyet vermektedir. Tavus kuşunun tüyleri ve kanatları göz alıcı güzelliktedir. Nefs, kişinin güzelliği ile övünmesine, kibirlenmesine, büyüklenmesine sebebiyet verir. Bu durumda başkalarının onu avlaması daha kolay olacaktır. Fakat ihtiraslı bir güzellikten ziyade kişinin kendi güzelliğini tanıması ve yaşamının devamlılığını sağlaması gerekir.
Bu hikâyede de nefs ve akıl birlikteliği vurgulanmaktadır. Tavus, aklına uyup kendini tehlikelerden korumaktadır. Ayrıca tavus, tüm tüylerini ve kanatlarını yolmamaktadır. Gerekli olduğu kadarını yolup kendini tuzaklardan korur.
Bu meseldeki anlatım farklı tartışmaları da gündeme getirmektedir. Çünkü kişinin kendi öz varlığı olan şeylerden bir anlamda uzaklaşmasını öğütlediği sezilmektedir.
Fakat hikâyede verilmek istenen mesaj, avcıların/nefse uyanların olduğu bir yerde zararlardan korunmak için tedbirli olunmasıdır. Meselde tavusun yaşama enerjisi olan nefsini kaybetmeme ve onu koruma çabası da sezilir.
Tavuskuşunun kanatları nefsi okşamaktan, kibirden başka bir şeyi çağrıştırmıyor. Böbürlenip havalara giren nice narsistlere (kendini beğenen narciuslara) şunları söylemek gerekir: Güzelligin karşısında o kadar kibirlisin ki, güzelliğin gözlerini kör etmiş. Dış güzelliğinle övünmekten , kalbindeki güzellikleri yok edip, çirkinleştirmişsin. Güzelim demen için, önce kalbini düzelt anlamı taşır.
Hz. Mevlana; “kendini büyük görme. Bugün ayağının altında biten ot, yarın mezarının üstünde bitecek,” derken insanoğlunun basiretsizliğine dikkat çeker. Alfred Adler de; “bazı insanlar kendini beğenmişlik ya da kibirlenmek yerine, kendini temize çıkarmak için kulağa hoş gelen hırs sözünü kullanır,” demekle kibrin kamuflaj olmuş haline nazarlarımızı celbeder.
Şemsettin ÖZKAN
03.03.2021 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-repocitory.uma.ac.ir
4-kızlarsoruyor.com