SUSTUM EN VAV HALİMLE SANA SEVDANA SUSTUM GÖNLÜMÜ SURETİNLE SIRATA YÜRÜYORUM HA DÜŞTÜM HA DÜŞECEĞİM

(Toplumsal İlişkiler 1123)

فَكُلٖي وَاشْرَبٖي وَقَرّٖي عَيْناًۚ فَاِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ اَحَداًۙ فَقُولٖٓي اِنّٖي نَذَرْتُ لِلرَّحْمٰنِ صَوْماً فَلَنْ اُكَلِّمَ الْيَوْمَ اِنْسِياًّۚ
“Ye, iç, gözün aydın olsun! Buradan ayrıldığında,eğer bir insanla karşılaşırsan, onunla hiç konuşma, sadece işâretlerle ona de ki:
 ‘Ben Merhamet Sahibi yüce Rabb’im için,bir süre konuşmamak üzere oruç adadım; bu yüzden bugün hiç kimseyle konuşmayacağım!’ Korkma, sorulara cevabı ben vereceğim.”  (Meryem/26)

Susmak… Uzun bir sessizlik. İçinde kimbilir neler geçen derin derin susmalar. Sevdalara salınmış, aşka düşmüş deli olmuş susmalar. 

                Hz. Mevlana; “sustum en vav halimle sana, sevdana sustum, gönlümü suretinle sırata yürüyorum ha düştüm ha düşeceğim” derken sevdaya düşkün suskunluğunu çarpıcı bir dille anlatır bize; anne karnındaki bir bebeğin yatışı gibi, sırat köprüsünde yürür gibi.

        Susmak tefekkür için çok önemli dostlar! Sadece kendi kendine konuşarak bir şey elde edemezsin. Susacaksın ki, karşında muhatabın ne demek istiyor anlayacaksın. Sözün bolca israf edildiği bir internet çağında yaşadığımız için, binlerce sözün arasından manalı olanları seçmek de bir o kadar zor oluyor. Susmak nedir bilmiyor insanlar, herkes yorumcu, herkes teknik direktör, hoca, siyasetçi, allame. Biraz dikkatlice bakarsanız kimsenin öyle hikmetli sözler ettiği falan yok. Sadece konuşmuş olmak için konuşuyorlar işte. Bunun gibilere Hz. Mevlana’nın diliyle cevap vermek gerek herhalde; “sus gönlüm, bütün bu susmalarına karşılık, her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus!”

          Abdullah Yılmaz 07. Ocak 2022 tarihli “Susma Orucu” adlı yazısında şöyle demektedir:

“Susma orucu, Peygamberimizin (S.A.V) şeriatinde bir ibadet olarak yer almamıştır. Fakat Kur’an ayetlerinde yer aldığı ve bize de öğüt verdiği dikkate alınırsa bu oruca bazen ihtiyaç olabileceği görülür. Çeşitli sakıncalar nedeniyle dilimizi tutmamız gereken durumlar olabilir. Böyle hallerde bu orucu tutmamız gayet meşrudur. Bazen olur ki ne kadar dil döksek de muhatabı ikna edemeyiz, inandıramayız. Hz. İsa’nın doğumu olayında Hz. Meryem ne kadar da dil dökse, ön yargılı kavmini ikna edemezdi. Susma orucunun ne kadar yerinde olduğu açıktır. Sözleri tersine çevirmenin, iftira ve yalancılığın, yalan haberin çok yaygın olduğu günümüzde, susmanın veya daha az konuşmanın, bazı konularda dili tutmanın ne kadar önemli olduğu açıktır. İnsan, vücudunu örttüğü gibi, içinde saklı bazı bilgileri de örtmeli, kalbindeki her şeyi dile dökmemelidir. Akıl bunu gerektirir. Onun içindir ki büyüklerimiz çok veciz bir ifadeyle “Akıllının dili kalbindedir, ahmağın kalbi dilindedir” demişlerdir.”

Şemsettin ÖZKAN

24.07.2023 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-suskunduvar.com

5-gazeteipekyol.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir