(Toplumsal İlişkiler 203)
اِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَاداًۙ
لِلطَّاغ۪ينَ مَاٰباًۙ
“Şüphesiz, azgınların barınağı olacak cehennem pusuda beklemektedir.” (Nebe/21-22)
“Öyle büyümüş ki içimizdeki yanlızlık, sevilmeyi beklerken, beklemeyi sevmişiz,” derken Cemal Süreya, beklemekle sevilmenin nasıl rolleri değiştiğini anlatır bize. Murat Karabulut da;“Sevmek değil de, beklemek yoruyor insanı,” sözüyle beklemenin sabahtan akşama çalışan bir amele gibi insanı yorup bezdirmesinden bahseder. Beklemeyi cehenneme benzeten W. Shakespeare, yine de sevgilisini bekleyebileceğini söyler.
Bir çayınızı bir de dostunuzla aranızı soğutmamayı hararetle öneririm. Zira ikisi de bekledikçe bayatlar. Sonra bilirsiniz ki çay bize bir hakikati daha öğretmiştir, bekleyen herşey soğur, acır ve bayatlar.
Herkes der ki bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Ya bir bardak çayın hatırına bir ömür yeter mi dostlar? Yetmez. Şöyle ateşe demli bir çay koyalım da ey dost, sen çay dök ben de içimi. Çünkü har ile yanan bir çayın kıymetini, ancak benim gibi kor ile yanan bir yürek bilebilir. Dök ki çayı, sevgilerimiz ve dostluklarımız hiçbir zaman soğumasın, acımasın ve bayatlamasın.
Kimbilir belki birgün bir bardak çayın deminde demlenir gözlerimiz. Sor bakalım ona beraber çay içtiği biri var mıdır? Sahi çay içmekten bahsedip duruyoruz. Nedir çay içmekten kasdın aziz dost? Çay içmekten maksat bir demde muhabbet etmektir. Dost ile muhabbet edip gönlünü demlemektir.
Şimdi güzel bir çay hikayesi anlatalım da içimiz hiç soğumasın, acımasın ve bayatlamasın değerli dostlar!
Üst demlik; gelindir, alt demlik kaynana kaynadıkça onun harareti artar, ama ayni zamanda olgunlaşır ve çay demlenir.
Bardak; gelinin kocasıdır. Her iki çaydanlıktan da yeterince nasibini alır.
Biraz
alt
demlik
doldurur, biraz da gelin. Bu nedenle denge unsuru çok önemlidir.
Açık
ya da demli çayın, hoşa gitmemesi
bundandır.
Çayın şekeri; ise çocuklardır.
Çaya tat
verir, fakat çok şeker
çayın lezzetini bozar. Şekersiz çaya alışanlar için ise, bir tanesi bile fazla gelebilir.
Çay kaşığı; görümcedir. Arada bir gelir karıştırır ve gider.
Kayınpedere gelince;
o da çay
tabağıdır. Çayın
demine suyuna hiç karışmaz, bir köşede sessiz sedasız
bir şekilde oturur. Sadece dökülenleri toplar ve çevreye zarar
vermesini engeller. Ancak ara sıra boşaltmak gerekir
yoksa taşıp her şeyi berbat edebilir.
Çay
süzgeci; ailenin sahip
olduğu değerlerdir. Aileyi dış
müdahalelerden korur. Delikleri büyük olursa çayın tadı
kaçabilir. Suyu
ısıtan ateş
ise hoşgörüdür, o
olmadan
hoşgörü de olmaz. Kısacası bir bardak çay AiLEDiR ve ağız
tadıyla içilen bir bardak çayın üstüne yoktur…
Siz siz olun değerli dostlar çayı közde, sevgiyi gözde, tebessümü yüzde ve adamlığı özde arayın emi.
Neyseki çayın demi var, hayatın gamına inat.
Şemsettin ÖZKAN
23.12.2020 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-celikhocam.org