(Toplumsal İlişkiler 119)
هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ يُخْرِجُكُمْ طِفْلاً ثُمَّ لِتَبْلُغُٓوا اَشُدَّكُمْ ثُمَّ لِتَكُونُوا شُيُوخاًۚ وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفّٰى مِنْ قَبْلُ وَلِتَبْلُغُٓوا اَجَلاً مُسَمًّى وَلَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
“Sizin atanız ve aslınız olan ilk insanı topraktan yaratan; sonra topraktaki bu mineralleri babanızın vücudunda bir çok kimyasal işlemlerden geçirerek sizi önce bir damla sudan, sonra rahimde asılı duran kan pıhtısı şeklindeki alakadan yaratan; sonra sizi sağlıklı bir bebek halinde dünyaya getiren ve ardından, gençlik çağına ulaşmanız ve nihayet ihtiyarlamanız için sizi yaşatan O’dur. Böylece, içinizden kimileri küçük yaşta hayata veda eder, kimileri de aklını kullanıp düşünmesi için belirli bir süreye kadar yaşatılır.” (Mü’min/67)
Tam demir tava gelir kömür bitermiş, tam insanın aklı başına gelir, bu seferde ömür bitermiş. Üstat Necip Fazıl; “Gözünü açıyorsun “doğdu” diyorlar. Gözünü kapıyorsun “öldü” diyorlar. Bu göz kırpışa “ömür” diyorlar,” derken ömrün, bir göz kırpma kadar az olduğuna işaret eder ve esas sorun, bu kısacık an, nasıl güzelleşecek sorusunu ve bu anın ne olacağını muallakta bırakır.
Yaşama veya var olma süresine, ya da hayata ömür denirken, çok hoşa gidene de, ömür deniyor. Yunus Emre; “keşke demek için bile geçtir vakit, geçti ömür bir ah ile içi dolu eyvah ile” derken, çarçabuk bitiveren hayatımızı gözler önüne serer. Öyle değil mi değerli dostlar, harcanıp gitmiyor mu bu ömür dediğimiz şey, bazen bir sevda uğruna, bazen bir ümit uğruna, bazen de bir hiç uğruna. İn dereye suyun akışında ömrünün nasıl hızla geçtiğini seyret.
Ömrümüz kısa, yolumuz uzun ve bir o kadar da çetrefilli. Asıl olan bir gün nihayete erecek olan, bu küçük maratonu, insani değerlere, inanç ve vicdanımıza bağlı kalarak güzel noktalamaktır. Boş anlamsız konuşmalar için kullanılan; “leyleğin ömrü lak lakla geçer,” atasözünde olduğu gibi, ömrü boşa geçirmemek gerekir.
Hz. Mevlana “dünya hayatı bir rüyadan ibarettir. Dünyada servet sahibi olmak, rüyada define bulmaya benzer. Dünya malı, nesilden nesle aktarılır, ama hep dünyada kalır,” der ve mal, mülk hırsının insana vereceği zayiatın endişesini taşımakla beraber, bizi insani değerlere sıkı sıkıya bağlanmaya çağırır gibidir.
“Ey gönül! Ne tuhaf değil mi? Bir ömür şah damarından daha yakın olan sevgiliyi aramakla geçiyor,” diyen sevgili Mevlana, uğruna adanılması gereken tek sevginin, bütün sevgilerin yegâne kaynağı Rabbimiz olduğunu, ne güzel vurgulamış. İşte uğruna ölünecek tek sevgi… Yine bir sözünde güzel, estetik ve etik olmanın sırrını kulağımıza fısıldayıverir: “Allah ile olduktan sonra ölüm de hoş, ömür de.”
Ömür dediğin ne ki? Bir ezanla geliyorsun bir salâ ile gidiyorsun, bir masal gibi yani bir varmışsın bir de bakmışsın ki yoksun. Ne diyeyim yani senin boş ver bir gün dediğine kelebek bir ömür diyor. Hayat çok kısa dostlar, çok kısa. Bakınız kısa derken biraz daha kısaldı, bak bugünde akşam oldu neredesin ay yüzlüm? İşte bugünün özeti: Ömürden bir gün daha bitti. Ömürden saymıyorum eş, dostlarla geçirmediğim, mutsuz, asık suratla geçen günleri.
Bir gün dervişin biri, bir köyün mezarlığı yanından geçerken bir şey dikkatini çekmiş. Mezarlıktaki tüm mezarların üzerindeki taşlarda ‘Beş yıl yaşadı’, ‘Üç yıl yaşadı’, “Sekiz yıl yaşadı” gibi yazılar görmüş.
Köye varmış. Köylüler dervişi köy odasında misafir etmiş. Yemek yenilip sohbet başlayınca derviş köyün ileri gelenlerine sormuş:
“Merak ettim. Köye gelirken mezarlıktan geçtim. Mezarlıkta bir şey dikkatimi çekti. Bütün mezar taşlarında üç yıl yaşadı, beş yıl yaşadı, sekiz yıl yaşadı gibi ifadeyle yazıyor. Oysa bu mezarların çoğu yıllar boyu yaşamış, ihtiyarlamış ve vefat etmiş insanlara ait. Niçin böyle yazılmış? Bunun nedenini çok merak ettim,” demiş.
Köyün ileri gelenleri cevap vermişler:
“Biz ömrümüzü dostlarımızla, sevgiyle ve mutlulukla bir arada geçirdiğimiz zamanla değerlendiririz. Diğer zamanları ömürden saymayız!”
Rabbim ömrünü güzel değerlendirenlerden, kendini, habibini, tüm sevdiklerimizin, dostlarımızın kıymetini bilenlerden eylesin.
Selam ve dua ile…
Şemsettin ÖZKAN
10.09.2020 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-kelimecim.com
4-secmehikayeler.com
Önemli olan bu göz kırpmaya neler sığdırabildiğimiz değil mi? Aklın yerli yerince kullanılması ve güzel amellere sevk olunmak ne kadar iyi olurdu. Halimiz ortada maalesef her geçen gün dünyaya kendimizi çivilemekteyiz. Sanırım ölüm bizlere gelmeyecek ve bu dünyada kalıcı bir hal alacağız. Ah nefis ah çektiğimiz senden.