ODUN YANINCA KÜL OLUR İNSAN YANINCA KUL OLUR

(Toplumsal İlişkiler 370)


وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Ben cinleri ve insanları, başka bir gaye için değil, ancak Beni Rabb olarak tanımaları ve yalnızca Bana kulluk ve itaat etmeleri için yarattım. Ve bu kulluğun yararı Bana değil, bizzat kendilerine olacaktır.” (Zariyat/56)

Üstat Necip Fazıl, MTTB’nin tertip ettiği eski kapalı spor salonunda yaptığı bir konferansında “hakiki hürriyet Hak’ka esarettir,” demişti. Ortaokul çağlarında belki bunu iyi anlayamamış, es geçmiştik. Ama bugün çok güzel anlayabiliyoruz mevzuyu.

Esas konu Allah’a kul olmak. Kulluk bilincine varmak. Rabbe tam itaat. Hakkaniyet, adalet, kul olarak sadece Allah için yanmak. Özgür olmanın tadına varabilmek.

Hz. Mevlana der ki; “odun yanınca kül olur, insan yanınca kul olur.” İnsanı insan yapan da Allah’a kul olmasıdır. Allah’a kul olmayan da kula kulluk eder. Orhan Gencebay’ın çok tutulan bir eserinde “kula kulluk edene yazıklar olsun,” denir. Haklıdır. Hakka tutsak olmayanı insanlar, nefsi veya başka şeyler esir etmişlerdir.

Sevgili Peygamberimiz ne güzel bir kuldu. Rasûlullah (sallâllahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, Cenâb-ı Hakk’a kul olma şerefini her şeyin üzerinde tutmuştur. Şu rivâyet de, bu hakîkatin bâriz bir misâlidir:

Bir gün Allah Rasûlü (sallâllahu aleyhi ve sellem), Cebrâîl (aleyhisselâm) ile sohbet ediyordu. O anda semâdan bir melek indi. Cebrâîl (aleyhisselâm) bu meleğin Dünya’ya ilk defa indiğini söyledi.

Melek:

“–Yâ Muhammed! Beni Sana Rabbin gönderdi.

«Melik bir peygamber» mi yoksa

«kul bir peygamber» mi olmak istediğini soruyor.” dedi.

Efendimiz (sallâllahu aleyhi ve sellem), Cebrâîl (aleyhisselâm)’a baktı.

O da:“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Rabbine karşı mütevâzı ol!” dedi.

Rasûlullah (sallâllahu aleyhi ve sellem) Efendimiz:

“–Kul bir peygamber olmayı isterim.”  buyurdu.

(Ahmed, II, 231; Heysemî, IX, 18, 20)

İşte bu tercihten sonra “kulluk”, insanoğlunun ulaşabileceği en şerefli makam oldu. Nitekim kelime-i tevhîdin Peygamber Efendimiz’le ilgili kısmında, evvelâ O’nun bir “kul” olduğu ifâde edilmektedir. Demek ki rızâ-yı ilâhîye nâil olabilmenin yolu, Hakk’a kulluğu hayatın her safhasında yaşamaya gayret etmekten geçmektedir.

Şemsettin ÖZKAN

09.06.2021 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-oku.gen.tr (Kulluk Bilinci adlı yazıdan alıntı)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.