(Toplumsal İlişkiler 127)
وَاِذْ قَالَتِ الْمَلٰٓئِكَةُ يَا مَرْيَمُ اِنَّ اللّٰهَ اصْطَفٰيكِ وَطَهَّرَكِ وَاصْطَفٰيكِ عَلٰى نِسَٓاءِ الْعَالَم۪ينَ
“Hani melekler, Meryem’e şöyle seslenmişlerdi: “Ey Meryem! Gerçekten Allah seni insanlar arasından süzüp seçti, tertemiz kıldı ve yaşadığın çağdaki bütün kadınlar arasında seçkin ve üstün bir konuma yükseltti.” (Al-i imran/142)
Kadın, erkeğe eş, yoldaş,ana, sevgili ve yar. Kimine göre nefis, kimine göre nefes. Kimine göre insanı günaha sokan, kimine göre günahtan koruyan. Kim ne derse desin kadın dünyayı güzelleştiren, Hz. Adem’in yalnızlığını gideren… Kadınlar verdiğin yemekle değil, gösterdiğin sevgiyle doyarlar. Harcadığın paralarla değil, gösterdiğin sevgiyle güzelliklerine güzellik katarlar. Aldıkları solukla değil, verdiğimiz güvenle yaşarlar. Rum suresi, 21. ayette huzur veren karşı cinsten eşimizdir onlar; “O’nun işaretlerinden biri de, sizi cezbeden kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranıza sevgiyi ve şefkati yerleştirmesidir: bunda, kuşkusuz, düşünen insanlar için dersler vardır.” Peygamberin kesin emridir erkeklere, onlara iyi davranmamız: “Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi davranan)dır.”(Müslim,Birr/149) Zirve yapmış nice kadınlar, anneler var. Zaten kadının en önemli özelliği anne oluşudur. Kadınların en hayırlılarını anlatmaya kalksak ayrı bir yazı konusu olur. Ama örneğin yukarıda geçen ayette melekler Hz. Meryem’i diğerlerinin arasından Allah’ın seçip üstün kıldığını söylerler bize. Hz.Hatice, Hz. Fatıma, Hz. Asiye gibi üstün şahsiyet abidelerini de sıralayabiliriz.
Anadolu kadını da gerçekten iyi bir anne, eş olarak özel bir yere sahiptir. Bakınız Erdem Bayezit “sana bana vatanıma ülkemin insanlarına dair” adlı şiirinde şöyle anlatır onları:
Kadınlar
bilirim ülkeme ait
Yürekleri
Akdeniz gibi geniş, soluğu Afrika gibi sıcak
Göğüsleri
Çukurova gibi münbit
Dağ
gibi otururlar evlerinde
Limanlar
gemileri nasıl beklerse
Öyle
beklerler erkeklerini
Yaslandın
mı çınar gibidir onlar sardın mı umut gibi.
Şiirinin bir kıtasında da kadında varolan ana yüreği tam bir coşkunlukta verilmiştir:
İçimde
kaynayan bir mahşer var
Bu
mahşer birde annelerinin kalbinde kaynar
Çünkü
onlar yün örerken pencere önlerinde
Ya
da çamaşır sererken bahçelerinde
Birden
alıverirler kara haberini
Okul
dönüşü bir trafik kazasında
Can
veren oğullarının.
Anadolu cefanın ve vefanın yurdudur. Yüzyıllardır üzerinde yaşayan medeniyetlere evsahipliği yapan Anadolu’da sevginin muhabbetin dinginliği ve olgunluğu vardır. Anadolu kadını da evine yuvasına sahip çıkma, erkeğine bağlılık, edep, terbiye, şefkat ve merhamette, namus, iffet, şeref ve onurunu korumada dünyada bir numaradır. Merttir, asla kaypak değildir. Çalışır ve didinir durur. Asla pes etmez. Sevdi mi ta yürekten sever. Boşanmaya asla meraklı değildir. Mangal gibi yüreği vardır. Haddini bilir, ahlaklıdır ve utangaçtır. Karaktersiz asla değildir. Eşine, çocuklarına, kendi anne ve babasına sıkı sıkıya bağlı olduğu gibi eşinin anne ve babasına da bağlıdır. Asla onlara karşı bir kusur hata işlemez. Bilir ki, eşini mutlu etmenin bir yolu da onun anne ve babasına iyi davranmaktan geçer. Bu yönüyle de zekidir. Erkeğinin tam bir güven kalesidir. Kocasının kraliçesidir. Ondan başka birini asla eş olarak seçmez.
Anadolu kadının en iyi anlatacak kavaram maneviyattır. Maneviyatı bu denli diri yaşayan dirilişe sevdalı başka kimse zor bulunur. Seher medeniyetinin ne demek olduğunu en güzel Anadolu kadını bilmektedir. Gün doğmadan açılan kapıdan girecek bereketin peşindedirler. Üzerine güneş doğurmamış aydınlık savaşçıdır onlar. Namaza göredir hayatlarının planı. Sabah Öğle ikindi akşam ve yatsı. Büyülü sözcüklerdir onlarda. Bir yere gidilecekse plan namaza göre ayarlanır bir yerden
dönülecek namaz vakti belirleyicidir. Anadolu kadını inanç timsalidir. Teheccüde kalkmanın edebini bile onlarda görüsünüz. Hane halkının bile duyamayacağı seslikte kalkıp Hakka secdeye durmanın inceliğinin sanatını onlar kurmuştur. Her biri sanatçı titizliği içinde ciddiye aldıkları ömür emanetini hakkını vererek yaşarlar. Hayatlarının her karesinde hak vardır. Bazen halkla olsalar bile daim hakladırlar. Tesbihleri
elinden düşmez. Lafzayı celal yumuşattığı kalplerinde
kimseye kin birikmez. Allah dostlarına dost Allah düşmanlarına
düşmandırlar. Romanların anlatamayacağı kadar doludur
hayatları. Türkülerde görünürler bazen yanık türkülerin kahramanı olurlar. Bazen söyleyendirler ama hep yaşayanlardır. O Türkülerde neler yoktur ki. Uçsuz bucaksız hasretler mi yok. Anlayanın ağlamaktan geri kalamayacağı acılar mı yok. Anadolu kadının en iyi anlatan türkülerimizdir. Yavuz Bülent Bakiler bir şiirinde bu fotoğrafı şöyle tasvir eder:
Anam
türkü söylerdi bana masal yerine
Hüzünlü
boynu bükük hep azeri türküler
Yüzüme
bakamazdı acısını
anlardım
Rüzgarlarla savruluryağmurlarla yağardım
Ya
yer yatağında ya serin sofalarda
Anamı
dinlerken ağlardım..
Türkü denilince ilk akla gelen kıymetli isimlerden Usta sanatçı Neşet Ertaş’a sorarlar; kadın kimdir diye: Kadınlar insandır, biz insanoğlu der. Anadolu kadını Şair değildir belki ama şiirdir, ilmek ilmek efkarını kilime, halıya, oyaya, kanevçeye dokuyan estetiğin mimarı sanatçıdır. Bana göre İstanbul sözleşmesi gibi ne idüğü belirsiz yönetmeliklerle aile yapımıza dinamit konulmaya çalışılan şu zorlu süreçte örnek alınılması gereken ailenin de merkezine onu yerleştirerek dünyaya bir model sunmamız gereken bir ülküdür ANADOLU KADINI…
Şemsettin ÖZKAN
21.09.2020 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-antoloji.com
4-anadolugenclik.com (Fatma Gülşen Koçak, 13.05.2019 tarihli Anadolu Kadını yazısından)