İNSAN YÜREĞİ DENİZE BENZER THEO; İÇİNDE DALGALAR VE FIRTINALAR BARINDIRIR DİPLERİNDE İNCİLER VARDIR

(Toplumsal İlişkiler 723)

وَهُوَ الَّذٖي سَخَّرَ الْبَحْرَ لِتَأْكُلُوا مِنْهُ لَحْماً طَرِياًّ وَتَسْتَخْرِجُوا مِنْهُ حِلْيَةً تَلْبَسُونَهَاۚ وَتَرَى الْفُلْكَ مَوَاخِرَ فٖيهِ وَلِتَبْتَغُوا مِنْ فَضْلِهٖ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
“Deniz ürünlerinden taze ve lezzetli et yiyebilmeniz ve takındığınız inci, mercan, deniz kabuğu, sedef gibi süs eşyaları çıkarabilmeniz için denizi emrinize boyun eğdiren de O’dur.
Gemilerin, suları yara yara denizde akıp gittiğini görürsün
üz. Allah, doğayı belli yasalara bağlı kıldı ve size varlık kanunlarını keşfetme, araç yapma, kullanma gibi yetenekler bağışladı ki, 
O’nun yeryüzüne serpiştirdiği lütuf ve bereketlerini arayasınız ve bunca nîmetlerinden dolayı, kendisine kulluk edip 
şükredesiniz.” (Nahl/14)

İnsan ve deniz. Çok şey ifade eder sanatçı gözüyle. Sadi Şirazi; “ben sana denize açılma demiyorum. Açılacak olursan tufana bile katlan diyorum.” derken su birikintisine değil, okyanuslara çağırır bizi, hem de fırtınalı denizlere. Ünlü ressam Vincent van Gogh adeta resim çizer gibi söylediği bir sözünde der ki: “insan yüreği denize benzer Theo, içinde dalgalar ve fırtınalar barındırır. Diplerinde inciler vardır.”

Dünyada büyük olan hiçbir şey, büyük olan insanlar olmadan elde edilemez ve insanlar yalnız öyle olmaya karar verdikleri zaman, büyük olurlar. Yüreği denize benzeyen diplerinde inci barındıran o insanlar bu halleriyle tarih yazarlar. İnsanlığın faydasına her ne görürseniz o çalışmalar onların eseridir. Medeniyet medeniyet diyoruz. Uygarlığın gerçek ölçüsü; ne nüfus çokluğu, ne kentlerin büyüklüğü, ne de üretim bolluğudur. Gerçek ölçü, ülkenin yetiştirdiği insanların nitelikleri değil midir?

Can Yücel’in “Her Şey Sende Gizli” diye insanı çok güzel anlattığı bir şiiri var gelin bu şiire bir göz atalım:

Yerin seni çektiği kadar ağırsın

Kanatların çırpındığı kadar hafif..

Kalbinin attığı kadar canlısın

Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…

Sevdiklerin kadar iyisin

Nefret ettiklerin kadar kötü..

Ne renk olursa olsun kaşın gözün

Karşındakinin gördüğüdür rengin..

Yaşadıklarını kar sayma:

Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,

Sevdiğin kadardır ömrün..

Gülebildiğin kadar mutlusun

Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin

Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.

Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer

Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın

Bir gün yalan söyleyeceksen eğer

Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.

Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret

Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın

Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın

Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.

Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın

Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.

Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!

İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın

Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün

Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun

Çiçek sulandığı kadar güzeldir

Kuşlar ötebildiği kadar sevimli

Bebek ağladığı kadar bebektir

Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,

Sevdiğin kadar sevilirsin…

Şemsettin ÖZKAN

14.06.2022 DOĞANŞEHİR

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-milliyet.com.tr

5-kidega.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir