(Toplumsal İlişkiler 370)
اِنّ۪ٓي اُر۪يدُ اَنْ تَبُٓوأَ بِاِثْم۪ي وَاِثْمِكَ فَتَكُونَ مِنْ اَصْحَابِ النَّارِۚ وَذٰلِكَ جَزٰٓؤُا الظَّالِم۪ينَۚ
فَطَوَّعَتْ لَهُ نَفْسُهُ قَتْلَ اَخ۪يهِ فَقَتَلَهُ فَاَصْبَحَ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ
“Bununla beraber, eğer beni öldürecek olursan, dileğim odur ki; hem benim günahlarımı, hem de kendi günahlarını yüklenesin de, cehennem halkından olasın! İşte, zâlimlerin cezası budur! O hâlde kardeşim, gel bu zulümden vazgeç!” (Maide/29)
“Ama bütün bu uyarılara rağmen, Kâbil’in gözünü kör eden kıskançlık, ihtirâs ve bencillik duyguları, onu tahrik ederek
kardeşini öldürmeye sevk etti ve sonunda onu öldürdü. Böylece, dünya ve âhirette en büyük zarar ve hüsrana uğrayanlardan oldu!” (Maide/30)
Şair diyor ki; “ insan insanı ya tamamlayamadı ya da tam anlayamadı. Eksilen eksilene.” Şu yeryüzüne indiğinden beri insan en fazla kendi soyuna zulüm yapmıştır desek yalan olmaz.
Gerek bireysel anlamda olsun gerek toplumsal manada olaylara bakalım, insan insanı kırmıştır veya insan insana kırdırılmıştır.
Daha insanlık tarihi, insanın insanı tamamlayamama ya da tam anlayamama veya bu eksilme işi; Kabil’in küçük kardeş Habil’i öldürmesiyle başlamıştır. Bu aynı zamanda tarih felsefesinin de başlangıcı sayılır.
Bu olay Hak ve batıl mücadelesinin de önünü açmıştır. Kabil öldürmeyi, kapitalizmi, isyan etmeyi, anarşiyi, kaosu, kıskançlığı hasılı batılı seçti.
Küçük kardeş Habil ise öldürmemeyi yani yaşatmayı, Hakça bölüşümü ve paylaşmayı, Rab’be itaatı, adaleti, sabrı, Allah’a kul olmayı, saf ve temiz olmayı, samimiyeti, içtenliği hasılı Hak’kı seçti.
İnsanoğlu o günden beri ya birbirini tamamlayamadı ya da tam anlayamadı. Birbirinin kuyusunu kazmakla meşgul. Çekememezlik, kıskançlık duygularıyla içi içini kemiriyor. Başkasında gördüğü bir nimet için, ben de yoksa onda da olmasın hesabında. Düşünebiliyor musunuz bir “hayırlı olsun” kelimesini söylemeye dili varmıyor. Niye? Kıskançlığından, fesatlığından. Başka bir şeyden değil. Bende yoksa başkasında da olmasın anlayışından. Sevgisizlik, saygısızlık ve edepsizlikten başka bir şey değil, insanın bu hali.
Önce insan haddini bilmeli. Allah birine verip, birine vermemişse, verdiğini vermekle, vermediğini de vermemekle imtihan ettiğinin bilincine varmalıdır. Belki de o nimetten kat be kat daha fazlasını olmayana da verecektir. Yeterki insan Rabbine şükredebilsin, sabredebilsin. Nice insanlar biliyoruz, fakirken zenginleşmiş, zengin iken de fakirleşmiş. Geleceği insan bilebiliyor mu?
Şemsettin ÖZKAN
08.12.2021 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com