HAKKIN VE ADALETİN YANINDA OLMADIKTAN SONRA İSTER NAMAZDA OL İSTER İÇKİ SOFRASINDA NE FARKEDER?

 (Toplumsal İlişkiler 1290)

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا كُونُوا قَوَّامٖينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَٓاءَ لِلّٰهِ وَلَوْ عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ اَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالْاَقْرَبٖينَۚ اِنْ يَكُنْ غَنِياًّ اَوْ فَقٖيراً فَاللّٰهُ اَوْلٰى بِهِمَا فَلَا تَتَّبِعُوا الْهَوٰٓى اَنْ تَعْدِلُواۚ وَاِنْ تَلْـوُٓ۫ا اَوْ تُعْرِضُوا فَاِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبٖيراً
“Ey iman edenler! Hakk üzere durup adaleti yerine getirmeye çalışan (hâkimler) ve Allah için (doğru söyleyen) şahitler olun. 
(Dürüstlükten ve hakkaniyetten asla uzaklaşmayın.) Velev ki bu şahitliğiniz kendinizin, ana-babanızın veya akraba ve yakınlarınızın aleyhine bile olsa! (Yine doğruluktan ve Hakk’tan ayrılmayın. Üzerine şahitlik veya hâkimlik yapacağınız kimseler,)
Onlar ister zengin olsun ister fakir bulunsun (yine sakın adaletten ve doğru bildiğinizden caymayın). Çünkü (taraflar kim olursa olsun,) Allah ikisine de sizden daha yakındır. (Yani, bizzat O’nun kullarıdır, buna rağmen adaleti buyurmaktadır.) Onun için siz adaletten ayrılıp haddinizi aşarak (Hakk’tan yüz çevirip)
nefsinizin hevâsına uymayın. Eğer (adaletten ve doğru şahitlikten) dilinizi eğip bükerseniz veya büsbütün Hakk’tan yüz çevirirseniz, Allah şüphesiz yaptıklarınızdan Haberdardır. 
(Bunun hesabı ve azabı çok ağırdır!..)” (Nisa/135)

Hak hukuk ve adalet herkese lazım. İçimizden birilerine olup, diğerlerine gerekmeyen bir olgu değildir hak ve hukuk. Bu yüzden herkes kendine göre yontmaya çalışmasın bunu.

          İran’ın ünlü sosyolog ve yazarı Ali Şeriati; “Hakk’ın ve adaletin yanında olmadıktan sonra, ister namazda ol, ister içki sofrasında ne farkeder?” diye bir durum değerlendirmesi yapmakta yerden göğe haklıdır. Niye böyle söylüyor?

          Çünkü ister namaz kılan olsun isterse içki sofrasındaki olsun bireysel davranışlardır bunlar. Hesabını yüce Yaradan’a kendileri bizzat vereceklerdir. Ama hak, hukuk ve adalet konuları toplumsal ilişkilerin ta kendisidir. İnsanlar arasında herkes dürüst olmak mecburiyetindedir. Toplumun konusuna giriyoruz artık. İnsanın insanla ilişkileri kul hakkı mevzuları herkesi bağlamaktadır.

           Halbuki namaz kılan namazını kılıyor mu, ikame ediyor mu, doğru mu yanlış mı kılıyor bu durum Allah-insan ilişkileri ile ilgili bir davranıştır. Kişinin kendisini bağlar bu tutumu.

           Burada asıl vurgulanmak istenen, her ne durumda olursanız olun, ister namazda, isterse içki sofrasında ol, tüm insanlık ailesi olarak, Hakk’ı üstün tutan, tüm zaman ve mekanlarda, adil davranışlar sergilememiz gerektiğidir. Üstüne üstlük, bu ivedilikli bir meseledir.

           Bunu işi ehil olanlara vermekle ilgili;“Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir” (Nisâ, 58) ayeti ile de ilişkilendirebilirsiniz.

Şemsettin ÖZKAN

07.01.2024 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.