GÖZLERİN KAÇ KİŞİNİN GÖZLERİNDE GEZİNİR SEN KAÇ KÖŞELİ YILDIZSIN

(Toplumsal İlişkiler 548)


قُلْ لِلْمُؤْمِنٖينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْؕ ذٰلِكَ اَزْكٰى لَهُمْؕ اِنَّ اللّٰهَ خَبٖيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ
وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ اَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدٖينَ زٖينَتَهُنَّ اِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلٰى جُيُوبِهِنَّࣕ وَلَا يُبْدٖينَ زٖينَتَهُنَّ اِلَّا لِبُعُولَتِهِنَّ اَوْ اٰبَٓائِهِنَّ اَوْ اٰبَٓاءِ بُعُولَتِهِنَّ اَوْ اَبْنَٓائِهِنَّ اَوْ اَبْنَٓاءِ بُعُولَتِهِنَّ اَوْ اِخْوَانِهِنَّ اَوْ بَنٖٓي اِخْوَانِهِنَّ اَوْ بَنٖٓي اَخَوَاتِهِنَّ اَوْ نِسَٓائِهِنَّ اَوْ مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُنَّ اَوِ التَّابِعٖينَ غَيْرِ اُو۬لِي الْاِرْبَةِ مِنَ الرِّجَالِ اَوِ الطِّفْلِ الَّذٖينَ لَمْ يَظْهَرُوا عَلٰى عَوْرَاتِ النِّسَٓاءِࣕ وَلَا يَضْرِبْنَ بِاَرْجُلِهِنَّ لِيُعْلَمَ مَا يُخْفٖينَ مِنْ زٖينَتِهِنَّؕ وَتُوبُٓوا اِلَى اللّٰهِ جَمٖيعاً اَيُّهَ الْمُؤْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
İnanan erkeklere söyle: Bakışlarında ölçülü olsun, kadınlara gözlerini dikip bakmasınlar. Eşlerinin namusunu korudukları gibi, kendi iffet ve namuslarını da aynen öyle korusunlar. Bu, onlar için en temiz ve erdemli davranış şeklidir. Unutmasınlar ki Allah, yaptıkları her şeyden haberdardır.” (Nur/30)

İnanan kadınlara da söyle: Onlar da bakışlarında ölçülü olsun, bakılması uygun olmayan yerlere bakmaktansakınsınlar. Her türlü ahlâksızlıktan, çirkin davranıştan uzak durarak, iffet ve namuslarını korusunlar. Toplum içine çıkarlarken, beşerî münâsebetlerin gereği olarak ve İslâm toplumundaki örf ve âdetlere göre açılmasında sakınca görülmeyen ağız, göz, el, ayak gibi uzuvlar veya elde olmayarak görünen yerler hariç, kadınsı câzibe ve güzelliklerini mahrem olmayan —yani kendisiyle evlenmeleri ebediyen haram olmayan— kimselere göstermesinler. Bir de, başlarına alacakları örtülerini, saçları, kulakları, boynu, gerdanlığı ve göğsü örtecek biçimde yakalarının üzerinde salıversinler. Ayrıca, vücut hatlarını tamamen kapatan dış kıyafetlerini üzerlerine örtsünler (33. Ahzap: 59). Gerek giyim kuşamlarında, gerek söz ve davranışlarında, mümin bir hanıma yaraşan ağırbaşlı ve edepli bir tavır takınsınlar.
Kadınlar her türlü kadınsı güzelliklerini ve süslerini ancak kocalarına gösterebilirler. Saçları, kolları, ayak bilekleri… gibi ikinci dereceden süslerini ise,
Babalarına,
 dedelerine, amcalarına, dayılarına, damatlarına,
Kocalarının babalarına
 ve dedelerine,
Öz oğullarına, 
torunlarına ve kocalarının başka bir kadından olan oğullarına,
Öz veya üvey kardeşlerine,
Öz veya üvey yeğenlerine,
Ayrıca, süt emzirme sebebiyle mahrem olan süt kardeşi, süt babası, süt oğlu, süt yeğeni, süt amcası, süt dayısı gibi akrabalarına,
Temiz ve güvenilir kadın arkadaşlarına,
Sahip oldukları köle ve cariyelere,
Kadınlara ilgi duymaya
cak derecede yaşlanmış olan erkek hizmetçilere,
Ve kadınların mahrem yerlerinin henüz farkında olmayan erkek çocuklara gösterebilirler.
Bir de, gizledikleri güzelliklerini belli edecek şekilde ayaklarını
 yere vurarak kırıta kırıta yürümesin, tahrik edici davranışlarda bulunmasınlar.
İşte bu kurallara uyduğunuz takdirde, temiz ve huzurlu bir toplum oluşturabilirsiniz. Fakat ne kadar titiz davransanız da, ufak tefek kusurlarınız, hatâlarınız olacaktır. Bunun için:
Ey inananlar, hepiniz
 kötülüklerden, günahlardan tövbe edip topluca Allah’a yönelin ki, dünyada ve âhirette kurtuluşa erebilesiniz.” (Nur/31)

Üstad A. Sezai Karakoç; “gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir? Sen kaç köşeli yıldızsın?” derken modern çağın Müslüman kadın ve erkeğini, yukarıdaki ayetlere kulak vermeye çağırır.

Gerçekten de çağımız görselliği önceleyen ama her konuda insanın önüne seçenek olarak görsel obje, şekil, resim, model veya reklam olarak birşeyin tıpatıp aynısını da sunabilen tarzda dizayn edilmektedir. Durum böyle olunca kapitalizmin ya da helal haram tanımayan din dışı tüm oluşumların pervasızca kadını erkeği daha çok da kadını cinsel obje olarak görsel araçlarla kamera ve benzeri dijital ortamlarda pazarlamaktadır. Bu pazarlama işini yanlış anlamayın görüntülerini en azından reklam adıyla sanal ortamlarda sunabilmektedir. Böylece herkes orta yerde gözükmekte veya gözükmeye çaba sarfetmektedir. Birinin üzerinde kimbilir kaç kişinin göz izi bulunmaktadır. Üstad Necip Fazıl’ın “utanırdı sütninem burnunu göstermekten” dediği davranışlardan bugün çok ama çok uzaktayız.

Görselliğe hitap eden çağımız sadece kamera gibi dijital araçların yoğunluğundan olsa gerek insanların birbirleriyle içiçe büyük nüfus oranlarıyla metropollerde yaşaması, kadın ve erkeğin daha çok birlikteliğini mümkün kılarken birbirleriyle yakınlaşmasını da sağlamıştır. Hasılı modern zaman şehir evliyası olmak zor dostum zor. Dünya globalleştiği için köy evliyası kavramından da söz etmeye gerek yok.

Şemsettin ÖZKAN

17.12.2021 KONYAALTI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir