GÖZ NEREYE BAKAR GÖNÜL ORAYA AKAR GÖNÜL NEREYE AKAR AYAK ORAYA KOŞAR

(Toplumsal İlişkiler 418)


فَلَمَّٓا اَنْ جَٓاءَ الْبَشٖيرُ اَلْقٰيهُ عَلٰى وَجْهِهٖ فَارْتَدَّ بَصٖيراًۚ قَالَ اَلَمْ اَقُلْ لَكُمْ اِنّٖٓي اَعْلَمُ مِنَ اللّٰهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ
Nihâyet, uzun bir yolculuğun ardından kervan, Kenan topraklarına ayak bastı. Öncü olarak gönderilen müjdeci, koşa koşa Yakup’un yanına gelip gömleği onun yüzüne sürünce, Yakup mûcizevî bir şekilde yeniden görmeye başladı ve büyük bir heyecanla, “Ben size, ‘Allah tarafından, sizin bilmediklerinizi bilirim.” dememiş miydim!” diye haykırdı.” (Yusuf/96)

Hz. Yakub’un gözleri hep Hz. Yusuf’a bakardı dolayısıyla gönlü de ona akardı. Gönlü ona aktığı için ayakları da Hz. Yusuf’a koşardı. Ne zaman ki kardeşleri onu kuyuya attı, babalarından uzaklaştırdılar, ağlaya ağlaya gözleri görmemeye başladı ama o hep Yusuf’unun bir yerlerde yaşadığını hissetti gönlünde. Gönül gözüyle onu hep gördü sanki bir yerlerden önüne çıkıverecekmiş gibi. Onun kokusunu alıyordu esen rüzgarlardan.

Züleyha’nın durumu da Hz. Yakup’tan farklı gözükmüyordu bir bakıma. Çünkü Hz. Yakup çok seviyorken kuyular saklıyordu Hz. Yusuf’u, Züleyha çok seviyorken de zindanlar…

Neydi bu Hz. Yusuf’un çektiği? Hz Yakub’un gözü ona bakardı gönlü de ona akardı. Züleyha’nın gözü ona bakardı gönlü de ona akması normaldi. Ee gönlün aktığı şeye ayağın koşması gerekmez miydi?

Hz. Mevlana der ki; “göz nereye bakar gönül oraya akar. Gönül nereye akar ayak oraya koşar.” Cahit Zarifoğlu da; “öyle ya her gözün başka bir bakışı var” der. Bakmak ve görmek. Herkes bakar ama herkes birilerinin gördüğünü görmez. Dönemin beylerinden biri Mecnun’u çöllere düşüren Leyla’yı merak eder. Mesnevi’den sohbetlerimizde suskunduvar.com “Mecnun’un Leyla’sı Sen misin”adlı yazımızda şöyle geçer bu hal;

Halife Leyla’ya dedi ki; ‘Aşkından Mecnun’u perişan eden Leyla sen misin? Halbuki sen başka güzellerden daha güzel değilsin.’ Leyla; ‘Sus, çünkü sen Mecnun değilsin,” diye cevap verdi.

İZAH: Leyla’nın Halife’ye cevabı, onun aşk ve güzellik bahsinden vazgeçmesini istemesiydi. Çünkü “Sen Mecnun da değilsin, âşık da değilsin, beni görecek göz sende yok” diyordu. Arif ve akıl sahibi olanlar da bunun gibi maneviyatı inkârda inatçı olanlara lisanı hal ile şunu ima ederler: “Benim irfanımı anlayabilmek ve hakikatimin sırrına erebilmek akıl nurunun, ruhanî feyzinin olmasına bağlıdır. Sizde ise o nimetler olmadığından bu meseleyi kavrayamaz ve zorunlu olarak da yücelemezsiniz.

Şemsettin ÖZKAN

30.07.2021 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-suskunduvar.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.