GÖRMEDEN BAKAN DUYMADAN DİNLEYEN HİSSETMEDEN DOKUNAN DÜŞÜNMEDEN KONUŞAN İNSANLARDAN UZAKLAŞIN

(Toplumsal İlişkiler 761)

وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَثٖيراً مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِؗ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَاؗ وَلَهُمْ اَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَاؗ وَلَهُمْ اٰذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَاؕ اُو۬لٰٓئِكَ كَالْاَنْعَامِ بَلْ هُمْ اَضَلُّؕ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ
Doğrusu Biz, cinler ve insanlar arasından, kalpleri ve akılları olup da, onlarla gerçeği kavramayan; gözleri olup da, onlarla doğruları görmeyen; kulakları olup da, onlarla hakîkati işitmeyen nicelerini, bu inatçı, önyargılı, kibirli tavırlarından dolayı cehennemlik yapmışızdır. İşte onlar, inanç, ahlâk ve erdemlilikten yoksun olmaları yönüyle tıpkı hayvanlar gibidirler; hattâ daha da aşağı!.. Çünkü bunlar, hayvanların aksine kendilerini hakîkate ulaştıracak akıl ve idrâk yeteneğine sahip oldukları hâlde özgür iradeleriyle inkâra saplanmışlardır. Gaflet bataklığında yüzenler de, işte bunlardır. Çünkü Allah’ı gereğince tanımazlar; zayıf ve âciz varlıkları ilâhlık mertebesine yüceltirken, zayıflık ve acziyet ifâde eden bir çok insânî özellikleri Allah’a yakıştırmaya cüret ederler.” (Araf/179)

Gerçekten öyle insanlar vardır ki, insan demek için bin şahit getirilse yine inanmazsınız. Kaba, saba, görgüsüz, pis, önyargılı, merhametsiz, anlayışsız, muhakeme etmekten yoksun, karaktersiz, edepsiz, haysiyetsiz, şerefsiz, kalpsiz, düşünmeyen, hakikati görmeyen, gerçeği duymak istemeyen, tam bir kalas, vahşi bir hayvan gibi daha burada değişik, değişik sıfatlarını dile getirmekten çekindiğim özelliklere sahiptirler.

Olaylara resim gibi bakan dünyanın ünlü ressamı Leonardo da Vinci, bakınız ne diyor bu tipler için; “görmeden bakan, duymadan dinleyen, hissetmeden dokunan, düşünmeden konuşan insanlardan uzaklaşın.” Öyle değil midir değerli dostlar her şey incelikten kırılırken insan kalınlıktan kırılır. Rahmetli A. Cahit Zarifoğlu; “geceyi boş verin, hepinize iyi insanlar diliyorum” derdi.

İşin en ilginç yanı ne biliyor musunuz? Mehmet Akif’in dediği gibi iki tip insan modeli karşımıza çıkıyor. Birincisi zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşenler, diğeri ise zaman geçtikçe yüzsüzleşenler. İkinci tipler her geçen gün artıyor. Öyle ki etrafımızı o kadar çok bu boş insanlar sarıyor ki, dolu insanları artık bulmak neredeyse imkansız hale geliyor. Estetik, etik, edepli, görgülü bakmak insanın mayasında neredeyse tükendi, yok oldu. O iyi insanlar iyi atlara binip çekip gitti sanki.

Elbette o güzel insanlar var. Lakin çok değerli madenler gibi, artık onlara az rastlıyoruz. Önemli olan da, onların sayısını artırmak. Eğitimde sanata, şiire, edebiyata, resime, müziğe, din ve ahlaka, örf ve ananeye en az matematik, yabancı dil dersi kadar değer vermeli ve önemsemeliyiz. Sanatı ön plana çıkarmayan, eğitim felsefesi etik ve estetik olmayan toplum modellerinden, resim gibi, şiir gibi, müzik gibi, ahlaklı ve dindar nesiller beklemek boş bir çaba ve aldatmacadan başka bir şey değildir.

Şemsettin ÖZKAN

26.07.2022 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir