(Toplumsal İlişkiler 344)
وَالَّذ۪ينَ اِذَٓا اَصَابَهُمُ الْبَغْيُ هُمْ يَنْتَصِرُونَ
“Onlar, bir haksızlığa uğradıkları zaman, kendilerini
kahramanca savunan ve zâlime karşı durarak dâimâ mazlumun yanında yer alanlardır.” (Şura/39)
İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy; “Zulmü alkışlayamam/ zalimi asla sevemem/ Gelenin keyfi için/ Geçmişe kalkıp sövemem,” derken güçlü bir kimsenin yasaya ve vicdana aykırı olarak başkasına yaptığı kötülüğe, acımasızlığa, kıyıcı davranış ve işkencelere asla tahammül edemem, bu yapılanları asla onaylayamam demek ister.
Zarifoğlu da aynı şeyleri söyler: “Dedi ki; ‘sen şairsin elindeki bu taş ne?’ Dedim ki; ‘şair aşka boyun eğer,zulme değil!” Şairiz dediysek zalimi alkışlayacak halimiz yok. Mescid-i Aksa’da ibadet edenlere terör estiren terör devletine uzaktan da olsa bir taş da bizden demek ister. Zulmüne ses etmeyeceğiz demek değil, demek ister. Bize ağzı dualı ‘dilsiz şeytanlar’ değil, ‘zulüm bizdense, ben bizden değilim’ diyenler gerek, demek ister.
Adı Rachel Corrie… Amerikalı aktivist. Filistin’de zulmü görünce “zulüm bendense ben benden değilim,” diyen genç bir kadın. 16 Mart 2003 ‘te Filistinlilerin evlerinin yıkılmasını engellemeye çalışırken kasden üzerine bir İsrail buldozerinin sürülerek ezilmiş, bizim kardeşlerimize bizden daha fazla sahip çıkmıştır.
Gazze Şeridi’nde Filistinlilerin evlerini yıkmak üzere harekete geçen bir İsrail buldozerinin önüne durmuş ve bu buldozer tarafından kasden ezilerek öldürülmüştür. Evergren state college’de sanat dersleri alarak eğitim görmüş ve üç yıl gönüllü olarak ruhsal bozukluğu olan hastalara haftalık ziyaretler yapmış, destek olmuştur. Yazar ve sanatçı olmak barış için çaba sarfetmek gibi hedefleri olan Corrie, ABD’nin Irak’ı işgali üzerine İsrail’in Gazze’de girişeceği ve bunun ancak bölgedeki ilgiyi canlı tutmakla engellenebileceğini öngörerek Gazze’ye uluslararası gözlemci olarak gitmiş yaman bir insan. Öldürüldüğü gün olan 16 Mart “dünya vicdan yılı” olarak ilan edilmiştir. “Zulüm bizdense ben bizden değilim,” sözüyle ve pratiğiyle zihinlerimizde yer etmiştir. Ruhun şad olsun cesur yürek.
Hz. Ali (r.a) efendimiz; “dünyadaki en sağır edici ses bir mazlumun suskunluğudur,” buyururken, zulme maruz kalanların, son sözünü henüz söylemediğinin altını çizer ve ezilenlerin, ahını almanın tehlikesine dikkatlerimizi celbeder.
“Zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur” der, Yunus Emre. Zalim eninde sonunda yaptığı zulümlerin cezasını bir şekilde görecektir. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacaktır.
“Adalet nedir? Ağaçlara su vermek. Zulüm nedir? Dikenleri sulamak” diyen Hz. Mevlana ne güzel izah eder bu mevzuyu. İşin içine neye hizmet ettiğimizi ve nerede saf tuttuğumuzu da koyar. Tıpkı Hz. İbrahim ateşe atıldığında safını seçen karınca ve kuş gibi. Sorarlar karıncaya;
– Ne yapıyorsun böyle?
– Hz. İbrahim’e yakılan ateşi söndürmeye çalışıyorum.
– Bu ağzındaki suyla mı?
– Olsun, ben Hz. İbrahim’den yanayım.
Gagasıyla su taşıyıp ateşe atan kuş da aynı şeyleri söyler. Yani karınca ve kuş zulme uğrayan Hz. İbrahim’den yana. Zalim Nemrut’tan yana değiller.
Müslümanın tavrı da bu karınca ve kuş gibi olmalıdır. Yoksa ne kadar oruç tutarsa tutsun, ne kadar namaz kılarsa kılsın, ne kadar zekat sadaka verirse versin, isterseniz bin hacca gitsin zalimin yanında yer aldıkları sürece bütün yaptıklarını sıfırlayacaktır. İman ettim dedikten sonra aynı zamanda dürüst olmak zorundadır bir Müslüman.
Gidiş maalesef ünlü hikayecimiz Mustafa Kutlu’nun dediği gibidir, Rabbim Hak’tan adaletten olanlardan eylesin;
Adalet kalmadı hep zulüm doldu/ Geçti baharın gülleri soldu/ Dünyanın gidişi acaip oldu/ koyun belli değil, kurt belli değil.
Şemsettin ÖZKAN
11.05.2021 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-dertlisozluk.com