DAR AĞACINDA ÖLÜM KOLAY HAFIZ YAR AĞACINDA CAN ÇEKİŞ DE GÖR

(Toplumsal İlişkiler 1395)

وَقَالَ نِسْوَةٌ فِي الْمَدٖينَةِ امْرَاَتُ الْعَزٖيزِ تُرَاوِدُ فَتٰيهَا عَنْ نَفْسِهٖۚ قَدْ شَغَفَهَا حُباًّؕ اِنَّا لَنَرٰيهَا فٖي ضَلَالٍ مُبٖينٍ
“Şehirde olayı duyan bir takım kadınlar birbirleriyle: “Azizin karısı, genç kölesinin gönlünü çelmeye kalkmış, kölesine olan aşkı yüreğinin derinliğine işlemiş; doğrusu biz onu açık bir sapıklık içinde görüyoruz” diye dedikodu yapıyorlardı.” (Yusuf/30)

             Hz. Mevlana; “acı acıyla iyileşir. Aşk ise daha büyük bir aşkla” derken, herşeyin dengi dengine biraraya geldiğini anlatır ve aşk acısının panzehirinin, yine kendisi olduğunu vurgular. Kirli yağlı ellerimizi sabunla yıkarız. Peki sabun yağdan yapılmıyor mu? Soğanın acısını ve kokusunu alan yine soğanın cücüğü değil mi? Herşey kendi cinsinden olan şeylerle çözüm üretiyor. Akıllı akıllıyı çeker, deli deliyi.

            Sosyal medyada yine kime ait olduğu yazmayan bir   cümlede şöyle deniyor; “dar ağacında ölüm kolay hafız, yar ağacında can çekiş de, gör.” Nedir bu ifadenin özü? Aşk acısı çekmek acıların en büyüğüdür. Sevda ateşi yandı mı bu âlemi ateşe verir. Gezegenler birbirine girer. Yeryüzünde bir kişinin gönlünün yıkıklığı gök ehline hoş görünmez.

            Hz. Mevlana Divan-ı Kebir’inde bu hali şöyle dile getirir:

Eğer aşığın canı tutuşursa bu alemi ateşe verir.
Ve bu köksüz evreni zerreler gibi dağıtır.
Gök yüzünü yarar o ateş ne kevn baki kalır ne mekan
Dünya karışır ve bu sevinç hüzne dönüşür.
Güneş insanın canındaki nur gibi güçsüz olur.
Namehremlere az şey sor mahremler az konuştuğu zaman
Ne dert kalır ne deva
Ne düşman kalır ne şahit
Ne ney kalır ne sesi ne dert kalır ne şifa
Ne arp sazı kalın ve ince çalar.
Yaradan bir ateş yakmış
Bütün ondan olmayanları yakmış
Bu ateş gönlü, yakar evlerin kalbini ateşe verir.

Şemsettin ÖZKAN

21.04.2024 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-suskunduvar.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.