BİR KAPI ÖNÜNDEYİM GİRSEM SUÇ GİTSEM AYAZ

(Toplumsal İlişkiler 207)


اَلَّذ۪ي خَلَقَن۪ي فَهُوَ يَهْد۪ينِۙ
(Kararsız kaldığında de ki:) Beni yaratan elbet yolumu gösterir.” (Şuara/78)

Hz. Mevlana ikilemi anlatmak için der ki;“Öyle bir yerdeyim ki, ne kalmak mümkün, ne de gitmek…” Şükrü Erbaş da bir şiirinde kararsız olma halini şu mısrasıyla dillendirir:

Bir kapı önündeyim, girsem suç, gitsem ayaz.”

Yukarıda geçen ayet İbrahim Peygamberin en önemli uygarlıklardan olan Mezopotamya’nın Babillileriyle yaptığı konuşmadandır. Onların ikilemini anlatmaya çalışır Allah’ın elçisi. Bu adamlara basit sorular sorar, işte ‘gökleri yeri yaratanın kim olduğuna’ dair. Onlar her seferinde ‘Allah’ der. ‘Peki bu cansız taşlara putlara ne diye tapınırsınız?’ diye yaman çelişkilerini yüzlerine söyler. Onlar da ‘biz atalarımızı böyle yaparken bulduk’ diye güya mantık adına mantıksızca cevaplar verirler. Bundan sonra İbrahim Peygamber onlara kararsız kaldıklarında nasıl bir yol takip edeceklerini anlatır:

69. ayet: Onlara İbrahim’in haberini de aktar-oku:

70. ayet: Hani, babasına ve kavmine: “Siz neye kulluk ediyorsunuz?” demişti.

71. ayet: Demişlerdi ki: “Putlara tapıyoruz, bunun için sürekli onların önünde bel büküp eğiliyoruz.”

72. ayet: Dedi ki: “Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?”

73. ayet: “Ya da size bir yararları veya zararları dokunuyor mu?”

74. ayet: “Hayır” dediler. “Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk.”

75. ayet: (İbrahim) Dedi ki: “Şimdi, neye tapmakta olduğunuzu gördünüz mü?”

76. ayet: “Hem siz, hem de eski atalarınız?”

77. ayet: “İşte bunlar, gerçekten benim düşmanımdır; yalnızca alemlerin Rabbi hariç”

78. ayet:“Ki beni yaratan ve bana hidayet veren O’dur;”

79. ayet: “Bana yediren ve içiren O’dur;”

80. ayet: “Hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur;”

81. ayet: “Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O’dur,”

82. ayet: “Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O’dur;”

83. ayet: Rabbim, bana hüküm (ve hikmet) bağışla ve beni salih olanlara kat;”

84. ayet: “Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver.”

85. ayet: “Beni nimetlerle-donatılmış cennetin mirasçılarından kıl,”

86. ayet: “Babamı da bağışla, çünkü o şaşırıp sapanlardandır.”

87. ayet: “Ve beni (insanların) diriltilecekleri gün küçük düşürme,”

88. ayet: ‘Malın da, çocukların da bir yarar sağlayamadığı günde.”

89. ayet: “Ancak Allah’a selim bir kalp ile gelenler başka.”

İnanç bazında bu tutum ve davranışlar çok tehlikeli. Bir taraftan Allah’ın dini diyeceksin, bir taraftan da atalar dini diyeceksin. İnsanın derhal bu durumdan kurtulması gerekir. Çünkü iman; şeksiz, şüphesiz ve hiçbir kuşku duymadan kabullenmenin tam güvenmenin adıdır.

Hayatımızda o kadar çok ikilem var ki, kararsızlıklar içinde bocalıyoruz. Bunu basit sade bir hayat yaşayamamamıza bağlıyorum. Hayatımızı karmakarışık bir hale getirmişiz. Anlayacağınız sadece devlet işleri değil, hayatımız bürokrasi olmuş. Hangi taşı kaldırsam altından teferruat çıkıyor. Teknoloji ilerleyince of be hayat varmış. Şununla bununla uzun ince uğraşmayacağız demiştik ama işimiz, uğraştığımız yığınla nur topu gibi yeni angaryalar çıktı.

Adamın etrafı kalabalık ama içi tenha. Dost olabileceği kimsecikleri yok. Adam nasıl sevdiyse öyle kalabilmeli deriz. Çünkü değişmek mevsimlere özgüdür onlara yakışır. Biz insanlara değil. Ama bir tramvay durağından öbürüne gidinceye kadar sevgisini yitirenler var. Öyle olunca da ‘sevgilinin kapısından girsem suç, gitsem ayaz,’ diyenler var.

Şemsettin ÖZKAN

27.12.2020 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-kuranfihristi.net

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.