BEYAZ ADAM BİZE TANRI’YI GETİRDİ AMA KENDİ İÇİNDE TANRI YOK

(Toplumsal İlişkiler 146)


وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ اٰمَنَّا بِاللّٰهِ وَبِالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَمَا هُمْ بِمُؤْمِن۪ينَۢ
İnsanlar arasında öyle kimseler de var ki, gerçekte inanmadıkları hâlde, “Biz de Allah’a ve âhiret gününe inanıyoruz!” derler.”(Bakara/8)

Şu beyaz adam da kimdir? Kızılderillerin ifadesiyle soluk benizlilerin genel adıdır. Çevre üzerine Beyaz Saraya yazılan mektubu en içten en güzel anlatım olarak anılan Kızılderili Şef Seattle 1853 şiiri pek meşhurdur. Orada şöyle der:

Beyaz adam Annesi toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alıp satılacak, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar.
Onun bu ihtirasıdır ki, toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir.
Beyaz adamın kurduğu kentlerde huzur ve barış yoktur.
Bu kentlerde bir çiçeğin taç yapraklarını açarken çıkardığı tatlı sesler ve bir kelebeğin kanat çırpınışları duyulamaz.
Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak…

Erich Scheurmann Göğü Delen adam kitabında beyaz adama Papalagi der ama bu kelime kelimesine çevrilince de “göğü delen” anlamını taşır. Çünkü Samoa’ya ilk misyoner bir yelkenliyle gelmiş, yerlilerse bu yelkenliyi ufukta bir delik olarak görmüşler öyle ki beyaz adamın içinden çıkıp kendilerine geldiği bir delik.

Samoa’daki Tievea kabile reisi Tuiavii beyaz adamın portresini şöyle çiziyor: “Papalagi, ‘size ışığı getirdim’ demişti. Yüreklerimizi alevlendiren, duyularımızı şükran ve mutlulukla dolduran o güzelim ışığı. Işığı bizden önce ele geçirmişti o. Daha en eski atalarımız bile doğmadan önce aydınlıktaydı Papalagi. Ama o başkaları aydınlansın diye ışığı elinin ucunda tutuyor. Kendisi, kendi bedeni ise karanlığın içinde. Işığı elinde tuttuğu için, ağzından Tanrı’nın adını düşürmemesine rağmen yüreği Tanrı’nın uzağında.

Hiçbir şey size bunu anlatmak kadar zor olamaz benim için, yüreğimi acı ile dolduramaz, ey siz adaların sevgili çocukları. Ama Papalagi bizi aldatamaz, aldatamayacak, bizi kendi karanlığına çekemeyecek. O bize Tanrı’nın sözünü getirdi. Doğru. Ama kendisi Tanrı’nın sözünü, öğretisini anlamamış. Ağzıyla anlamış, kafasıyla anlamış ama bedeniyle değil. Bu ışık içine işlememiş ki dışına yansısın, gittiği yerde her şey yüreğinin ışığıyla aydınlansın.”

İnsan uygarlığı her geçen gün daha da ilerlerken oklardan nasibini Papalagi’nin alması bence çok önemli. Roger Garaudy Batıyı arıza olarak tanımlaması boşuna değildir. Sadece bir şeylere sahip olmak için tüm insani değerlerden vazgeçerek fakir ülkelerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını talan etmesi, dini yozlaştırması ve hiçe sayması Batının bir başka yüzünü gözler önüne sermek bakımından önemlidir.

Evet batıda durum bu… Ya doğuda durum nasıl? Doğu batı gibi en azından sömürgeci ve emperyalıst emeller taşımıyor. Ancak dini anlama ve yaşama noktasında Papalagi’den hiç de geri kalmıyor. Işığı elinde tutuyor ama kendisi de karanlıkta. Dinin bazı ritüellerini öğrenmiş gayri ihtiyari bir refleks gösteriyor. Misyoner tipi bir anlatım var ama temsil noktasında dinden hayli uzak görünüyor. Fazla yakın gibi, ama dinden çok uzak… Örneğin ülkemizde bilmiyorum kaç İlahiyat fakültesi, binlerce İmam Hatip Lisesi, Kur’an kursları, camiler, din görevlileri, ilahiyatçılar, onların profları, doçentleri vb. gibi dini anlatanlar var. Ancak din konusunda elle tutulur örnek şahsiyetler bir Hacıveyiszade, Mahmut Sami efendi ya da onların tozunun tozu bile yok. Araştırmalar dini yönden toplumda çözülmeler olduğunu gösteriyor. Yerliler ya da Kızılderililere yüce dinimizi ve bizleri inceleyip bir rapor yazmalarını istesek muhtemelen varacakları sonuç şu olur:

İslam başka, müslümanlar bambaşka… acaba bu dinin mensupları başka bir dine mi inanıyorlar?

Yukarıda geçen ayette gerçekte inanmadıkları halde bizde Allah’a ve ahiret gününe inanıyoruz diyen münafık tipi insanlar anlatılır. Tıpkı Papalagi gibi Tanrı Tanrı deyip dururlar ama Tanrı onların içine hiç işlememiş. Tıpkı Samoa’lı yerli kabile reisinin dediği gibi; “beyaz adam bize Tanrı’yı getirdi ama kendi içinde Tanrı yok!”

Şemsettin ÖZKAN

25.10.2020 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-sabah.com.tr

4-Erich Scheurmann, Göğü Delen Adam(çeviri:Levent Tayla) 35. basım, İst.2020 Ayrıntı yay.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.