BAZI GÜNLERİ KİTAPLARIN ARASINDA SAKLAYIP KURUTSAK MI ACABA?

                  (Toplumsal İlişkiler 106)


وَاَيُّوبَ اِذْ نَادٰى رَبَّهُٓ اَنّ۪ي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَۚ 
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِه۪ مِنْ ضُرٍّ وَاٰتَيْنَاهُ اَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنَا وَذِكْرٰى لِلْعَابِد۪ينَ
“Eyyub’a da Peygamberlik vermiş ve onu, belâlara sabırla göğüs germe konusunda müminlere örnek kılmıştık. Hani o Rabbine el açıp yalvararak, “Ey, Rabbim!” diye seslenmişti, “Başıma öyle çetin bir belâ gelip çattı ki, ailemi, malımı-mülkümü ve sağlığımı tamamen kaybettim! Elimden tut, bana yardım et ya Rab! Çünkü sen, merhamet edenlerin en merhametlisisin!” “Biz de onun duasını kabul etmiş ve başındaki sıkıntıları gidermiştik; sonra da katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere öğüt verici bir hatıra olmak üzere, ona malını mülkünü, ailesini ve bir o kadarını daha vermiştik.” (Enbiya/83-84. Ayetleri)

Hatıralar hayatımızda önemli bir yer tutar. Maziye götürürler bizi. Yaşanmış acı ve tatlı anılar bir an canlanıverir hafızamızda. Üzülürüz ya da sevince boğuluruz birden. Hatıra; geçmişte yaşanmış çeşitli olaylardan belleğin saklandığı her türlü iz, anı, andaç, anmalık ve yadigâr gibi anlamlara gelir.

       Dostoyevski, “ister acı olsun ister tatlı, hatıralar insana acı verir,” der. Hayatta bazı şeyleri bitirirsiniz, ama hatıralar hiç bitmez, sonsuza değin sizinle yaşar dururlar. Bu yüzden olsa gerek, anıların hala yaşanmışlıkları ve farkındalıkları tatlı olsa bile, ‘acaba ya sonrası ne olacak?’ diye bir tasası ve endişesi var. Çünkü hatıralar hep canlıdır belleğimizde.

       “Hayatımızda en yüce en güçlü ve yararlı dayanağımız h anne baba evinden kalma anılarımızdır,” derken Dostoyevski bu hatıraları yıkmaya kalkanlar çok büyük bir yıkım yapmakta olduklarının adeta kişilerin fay hatlarıyla oynandığının altını çizer.

         İnsanlar evlenince ne hikmetse eşlerinden anne ve babalarıyla ilişkisini kesmesini tamamen iki kişilik bir dünyada yaşamak isteyebilirler. Ancak bu tutumun çok yanlış olduğu ilerde ortaya çıkacaktır. Akıllı eşler eşlerinin anne ve babasıyla ilişkilerini kesmeye değil, tam tersine aralarındaki ilişkiyi daha da geliştirmeye çalışırlar. Bunu sadece erkek açısından söylemiyorum, kadınlarında olaya müdahil olmalarını istiyorum. İnsanların hatıralarına herkesin saygı duyması gerekiyor, gelin, kaynana, damat, dünür herkes ilişkileri kopartmamalıdır.

         İsmet Özel; “İnsan bazı günleri kitapların arasında saklayıp kurutmak istiyor,” demekle çok haklı. Bu güzel günler en başta aile içinde geçen anılardan oluşur. O günleri yeniden yâd etmek insana mutluluk veriyor.

         İbrahim Tenekeci ise olaya bir başka açıdan bakarak; “herkes bir parçamı alıyor hatıra olsun diye, çöpçü çöpümü, dünya vaktimi ve ölüm beni,” diyerek anıların insanın en iyi tüketenleri olduğunun altını çiziyor.

         Hatıralar da acıtır en unutulduk yerinden azizim! Hatıralar kalır biz gideriz bir gün.  Halkımızın çok sevdiği güftesi Enis Behiç Koryürek’e ve bestesi Erol Sayan’a ait rast makamındaki “geçsin günler haftalar ” şarkısında da ana tema hatıraların güzelliğidir:  

Geçsin günler haftalar
Aylar mevsimler yıllar
Zaman sanki bir rüzgâr
Ve bir su gibi aksın

Sen gözlerimde bir renk
Kulaklarımda bir ses
Ve içimde bir nefes
Olarak kalacaksın

Ömrüm sensiz geçse de
Aşkın gönlümde kalsın
Gülen gözlerin bin bir
Teselli ile baksın
Şemsettin ÖZKAN

  28.08.2020 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-kelimecim.com

4 neyzen.com nota_arsivi/02 klasik eserler  Kaynak: Musixmatch

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir