BAHARI BİR YAZ UĞRUNA TÜKETTİK PAPATYALARI SEVİYOR SEVMİYOR DERKEN ÖMRÜ TÜKETTİK BİR HİÇ UĞRUNA

(Toplumsal İlişkiler 528)


قَالَ كَمْ لَبِثْتُمْ فِي الْاَرْضِ عَدَدَ سِنٖينَ
قَالُوا لَبِثْنَا يَوْماً اَوْ بَعْضَ يَوْمٍ فَسْـَٔلِ الْعَٓادّٖينَ
قَالَ اِنْ لَبِثْتُمْ اِلَّا قَلٖيلاً لَوْ اَنَّكُمْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
“Sonra Allah, uğrunda Allah’a isyan ettikleri dünya hayatının ne kadar değersiz olduğunu onlara göstermek üzere cehennemdekilere soracak: “Söyleyin bakalım, sizce yeryüzünde kaç yıl kaldınız?” (Mü’minun/112)
“Onlar da, Olsa olsa bir gün, hattâ bir günden de az. Fakat emîn değiliz, bunu hesaplayabilecek olanlara sor yâ Rab, çünkü bizim aklımız başımızdan gitmiş durumda!” diye cevap verecekler.” (Mü’minun/113)
“Bunun üzerine Allah, “Doğrusu siz, yeryüzünde çok az bir süre kaldınız!” diyecek, Dünya hayatının âhirete oranla ne kadar değersiz olduğunu bir bilseydiniz!” (Mü’minun/114)

Geçenlerde vefat eden üstat Sezai Karakoç öyle diyor; “baharı bir yaz uğruna tükettik. Papatyaları seviyor sevmiyor derken ömrü tükettik bir hiç uğruna.” Gerçekten çok önemli değerli dostlar zamanı iyi değerlendirmek ve onu ekonomik olarak en üst düzeyde kullanabilmek. Zaman konusunda aldanmayıp verimli olanlar asla aynı anda iki iş yapmazlar. Bir koltuğa iki karpuzu sığdırdıkları görülmemiştir. Aynı şeye asla ikinci kez dokundukları ve zaman harcadıkları görülmemiştir. Bir şey yapacaklarsa o fikre ve eyleme odaklanıp 24 saat içinde gerçekleştirme eğilimindedirler.

Çalışma ortamını ve ofislerini daima yapacakları işe hazır konumunda bulundururlar. Çünkü yeni bir işe odaklanacak insanın çalışma sahasını dağınık bulundurması yeni bir iş ve çalışmaya odaklanmasını zorlaştırır.

Teknolojiyi absürd bir şekilde kullanmazlar. Teknolojiden yaptıkları işte verim almak için kullanırlar. Teknoloji onlar için sadece başarıya giden yolda bir araçtır sadece.

Aciliyetin yarattığı baskıyı yenmek, toplantılarında yaptığı programa uymak, hayır demeyi becerebilmek, yine bu tip insanların özellikleri arasında yer alması, asla tesadüfi bir durum olmasa gerek.

Açıklamaya çalıştığım bu durumlar genelde hemen önümüzde atılması gereken somut adımlardır. Bir de soyut olan durumlar var. Üstat “papatyaları seviyor sevmiyor” diye tükettiğimizden söz ederken “sevgi israfı”nda da hat safhada olduğumuzu gözler önüne seriyor. Koskoca ömrümüzü de yüce Yaratan’dan uzak bir hiç uğruna tükettiğimizden bahsetmekle en büyük yanılgımızı da es geçmiyor. Zamanın göreceli bir kavram olduğuna Albert Einstein’ın izafiyet teorisine vurgu yapan bu sözler “soracak; “yeryüzünde kaç yıl kaldınız?”

bir gün, hattâ bir günden de az. Hesaplayabilecek olanlara sor” diye cevap verecekler.” “Doğrusu, çok az bir süre kaldınız!” diyecek, bir bilseydiniz!” ayetiyle içini doldurarak ömrü bir hiç uğruna tüketmemek gerektiğine vurgu yapan şairimizi saygı ve rahmetle anıyorum.

Şemsettin ÖZKAN

27.11.2021 DOĞANŞEHİR

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.