AŞKSIZ ŞEHİRLER ÖLÜDÜRLER

(Toplumsal İlişkiler 573)


اَلَمْ يَأْتِهِمْ نَبَاُ الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِهِمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَقَوْمِ اِبْرٰهٖيمَ وَاَصْحَابِ مَدْيَنَ وَالْمُؤْتَفِكَاتِؕ اَتَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِۚ فَمَا كَانَ اللّٰهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلٰكِنْ كَانُٓوا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ
Onlara, kendilerinden önceki toplumlarla ilgili ibret verici 
bilgiler ulaşmadı mı? Örneğin, tufana yakalanıp sulara gömülen 
Nûh kavminin, biri korkunç bir kasırga, diğeri sarsıntıyla yok edilen Âd ve Semûd kavimlerinin, ya da İbrahim’i ateşe atmak isteyen Nemrut ve halkının, yâhut müthiş bir zelzeleyle haritadan silinen Medyen ahâlîsinin ve tepe taklak edilmiş Lut kavminin yaşadığı Sodom ve Gomore adlı şehirlerin başlarına gelenleri duymadılar mı? Bunların hepsi de, hakîkati pekâlâ biliyorlardı. Çünkü Peygamberleri onlara apaçık mûcizeler getirmiş ve hiçbir şüpheye yer vermeyecek biçimde dâvâlarını ispat etmişlerdi. Fakat onlar, bütün bunlara rağmen inkârda diretmişlerdi. Demek ki, Allah onlara asla zulmetmiş değildi, ne var ki onlar, bizzat kendilerine zulmediyorlardı.” (Tevbe/70)

Şehir ya da diğer adıyla kent deyince aklıma asla mekan anlamında metropoller, büyükşehirler veya tramvayların işlediği kalabalıklar gelmiyor. Evet bir bakıma öyle de ben bundan bahsetmeyeceğim değerli dostlar.

Şehir deyince benim aklıma kendine özgü dokusu, silüeti olmasının yanısıra medenileşmesi, insanileşmesi, sanata yansıyan güzellikleri ve sosyal ilişkilerindeki estetiği, kısacası aşkı geliyor. Yani o şehir aşkabad mı(aşk şehri) yoksa değil mi beni burası ilgilendiriyor. Bu yüzden Erdem Bayazıt’ın; “aşksız şehirler ölüdürler” sözüne noktasına virgülüne kadar katılmamak mümkün müdür?

Şemsettin ÖZKAN

11.01.2022 KONYAALTI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.