(Toplumsal İlişkiler 582)
فَجَعَلْنَاهُنَّ اَبْكَاراًۙ
عُـرُباً اَتْـرَاباًۙ
“Ve onları, bünyelerinde ne kin, kıskançlık, bıkkınlık gibi ruhsal ve ne de hastalık, sakatlık, çirkinlik, kir, kötü koku ve benzeri bedensel eksiklikler bulunmayan tertemiz ve taptaze birer bakire kılacağız.” (Vakıa/36)
“Hepsi de gencecik, aynı yaşta cilveli ve edalı güzeller olarak.” (Vakıa/37)
Cahit Zarifoğlu’nun ilk şiir kitabınndan olan İşaret Çocukları’ndan alıntıladığımız “Açlık Türküsü” şiirinden; “Aşkımla boyun boyuna bir ejdarhayım/ Şehirde sen benim en çok sakladığım /İçine girip korktuğum” başlığını verdiğimiz bu yazıyı anlamak için bu şiiri okumak gerekir.
Bu
şiirde açlıkla beraber birçok motifin bulunması şiirin
muhtevasını zenginleştirmiştir. Sevgiliye dair, dine dair, yaşama
dair birçok konuya değinilmiştir:
Aşk
gelmiyordu
ve kızgın kokuları çoşkunluk bağırması
gençliğin
Söyleyelim bir kere daha halk suçsuz
Öfkenin
sessizliğe yürümesi kendiliğinden
Mansurun halkı öfkeye
kendini çarka tutması
eşyanın bebekler gibi avutulduğu da
olmuştur
Sütten kesildiği yürümeye alıştırıldığı
(Ey
veli dağları eğit yine
Mağaralardan em yine)
Kedilerin
cübbe eteklerinde
İnsanlığın en berrak denizine
uzanıp
İstirahat buyurduğu
Söyliyelim bir kez
daha
Olmuştur
Aşk olmuştur
Çıkıp
gelmesini beklediğim
Geniş çığlıklar atarak
Çıkıp
gelirse
Morarmış yanağında zehir tutarak
Yıkarsa
duvarlarımı
Etimi aralar aşkı kurcalarsa
Önümüze
açtığım sofralar adına
beni tutun kaldırın ortadan
Çünkü
hesap benden sorulacak
Sorulacaksa
Saçlarımın
dibinde kıpkırmızı bir leke
Etine kan değdirilmiş kadın
lekesi
Alnımdan kollarını çıkarmış bir dişi
örümcek
Köpeğin ağzına düşen kelime ne kelimesi
Et
kelimesi
Yırtınır
anlamını öksürerek
Yer ayırtıp girince bilmecenin
içine
Kaburgam derin ip ince ipliklerim
Elmacık kemiğimde
güm güm vuran
Var olma hevesimin
Vahşet dolu sur kervan
baloları
Hesabı benden sorulacak
Şimdi
uyan kurbanım kaldır başını
Hizmetlim kendim ağlıyayım
Bir
köpeğin ağzından
Düştü kelime
Başladı at
yemeye
Aylar yıllarla anlaştı tokluk kaşını çattı
Bahar
geldi ağaçlar açıklandı
çiçekler açıklandı
İnsanlar
dürüyen mermiler uzadılar
birden çatladı düğün
fakir
kadın düğüne katlandı
bir köşede oturdu.Soktu ellerini
karnına çocuk
kırdı çocuk ayıkladı
Birdenbire
çatladı düğün
Tabanca çatladı
Gelin savruldu harmana
rüzgar girdi
Kirli elleri yılan dokunmuuş gibi göbeği
İnsanın
öz be öz anasına kıyması ne demektir
Karanlığı getiren
bir insan temmuz sıcağı gibi
Bir
köpek yiyorsun halk birikiyor
Fırlak kanlı gözlerin kırmızı
ve şiş ellerin
Bakıyorlar
Sancıyı iletiyor
belleri
Sürtünüyorlar
Buğday
havada durdurur kurşunu
Onlar başkası değil bir çift cami
güvercini
Güvercin buğdayın ağzında sırayla
Göğü
soluyan bir ejdarha gelecek şehirlere
Bir zaman bıldırcınlar
ve kırlangıçlar
Nasıl alınırsa ağıza ve ağırlanırsa
Çocuklar
havadan anlar
Sorulan suale çarparlar kadın geç kalınca
dolabında
Kadınlar dimdik dururlar dolaplarda
Cam göz
ağaçların arasında gece yırtılarak sokulur
Oda soğuyunca
erkekte bir yıldırım uykusu
Önce bir han
Odaları dolup
boşalan ve alnının altı
Tahta merdiven bir Han
Yolcu
soyununca camideki kubbe
Döşeğinde rahatça uyumalı
Minarenin
biri çabucak alçalır diğerinin önünde
Sakallarından
köşkler sarkan bir dede
yukarıdan damlamış bir mezar
taşının üstüne
Mezarla ihtiyar ahpapça genç kız süzülür
önlerinden
Üç adım atar dizleri çözülür
Erkek
erkekçe dövünür genç kız kırgın
Evet ve hayır
kelimeleri
Bir evet/açlık
Eyup Sultan
Sebil
uyuşmazlıkları
İki sebil biri daha sebil
-İçilip
içilip genç kız içilip
İçilip içilip genç kız
içilip
Eyup genç içilip içilip
-Dur sen ey Sen içilip
Ben içilip
Sebil olduk öldü sebil
Kemik
alınlar gelir dayanır güneşin ateş secdesine
Işık en
keskin yontulur bir kelam.Bir kelam
Zaman ölenin alnından rüya
mızrağını çıkarır
Boşluğa sebil açılır
Güneş
kendi admını yollar
Kaynayan kafayı ayıklar
Sorular
soran sorular soran
Denizin kanında günleri çarka tutulan
izleri
Tesbih çeken bekçilere gece sualleri
Su tutmuş
testiler
İçilip içilip
-İçilip
içilip genç içilip kız içilip
Genç kuş eyup genç içilip
-Dur Sen içilip Ben içilip
Aşkımla
boyun boyuna bir ejdarhayım
Şehirde sen benim en çok
sakladığım
İçine girip korktuğum
Çamlarını
yıkamadığım karanlığını bozamadığım
Sen benim durup
durup saplandığım
Mutlu an biraz uzun olmasın
Yoksulluk
gibi gideceğim bir yer var
Efkarın aşılmaz yalnızlığın
kaçınılmaz olduğu
Baş
üstüne sevgilim
Dağlarım
Toprak yayılınca bulun
anasını yavru ceylan
Yalnızlık
ateşle birleşiyor
İki geyik dumanla çiziliyor
şişiyor
Delinmeler
Uyku genişliyor
İç organ
genişliyor
Hazırlanması
sinir uçlarının
Ve kalburdan sırayla dişli makinadan
Yivli
burgudan et kıyımından
Beş uykusuzluğun en çabuk ve
çabuklukla
Planlanması
Aşk
Orada uzakta
anlaşılmadan.Nefes
Saçlarımı
tut titreşiyorlar
Bir şey olmuşmuş kovalamaya başlamış
gibi
Saklan evlere sarıl kanlı bağlarınla
Avucunda kına
yerine horoz devriyesi
Dilimin tehlikelerini azarla
Bu
limeler oraya çıkmaz
Ki taş olsun
Açılmasın diye
insan torbası
Aşk ne korkunç ne kadar korkunç oluklar uzun
Dagunca
çölleri dolanıyoruz
Yuttuk kum yığınlarını
Düşmediğimiz
kum kalmadı
Kötü özümüzün mevsimlik
yıkımları
yıkılsın
etin serin yosunları
Cezbe
suyun akışına varmadan
daha oturmadan kayalara ayrılan
yerine
ve başını dik tutup açıklamadan
Kadını bir
hançerle dolanmadan
yolmadan karpuzun kabuklarını
muzu
çakalca aralamadan
Çarpılsın
Ve
biz uyandıracağız
Suya çağrılan akışımızı
Cahit Zarifoğlu’nun şiirlerinde bir kapalılık, imgelerle anlatım sözkonusudur. Yukarıda geçen
“Avucunda kına yerine horoz devriyesi
Dilimin tehlikelerini azarla
Bu limeler oraya çıkmaz
Açılmasın diye insan torbası
Aşk ne korkunç ne kadar korkunç oluklar uzun” dizelerinde görüleceği üzere (ki örnekleri çoğaltmak mümkün) Cahit Zarifoğlu, İkinci Yeni şairleri gibi anlamı çok zaman örten, gerçeküstücülerin “otomatik yazı” ilkesine uygun şiirler kaleme almıştır.
Bu şiirlerde kelimeler yer değiştirmiş, kelimelere farklı ekler getirilerek çetrefilli, anlaşılması güç mısralar kurulmuştur. Bazen anlamsız diyebileceğimiz belki de sadece şairi için bir anlam ifade eden şiirler yazmıştır.
Şemsettin ÖZKAN
20.01.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-1000kitap.com
4-dergipark.org.tr (Oğuzhan Karaburgu, “İkinci Yeni Şiiri ve Cahit Zarifoğlu” adlı çalışmasından alıntı)