AMA UNUTMA TAŞ DUVARLAR ARASINDAKİ KARANLIĞIMIN SENDEN BAŞKA PENCERESİ YOK

(Toplumsal İlişkiler 805)

وَاِذَا مَسَّكُمُ الضُّرُّ فِي الْبَحْرِ ضَلَّ مَنْ تَدْعُونَ اِلَّٓا اِيَّاهُۚ فَلَمَّا نَجّٰيكُمْ اِلَى الْبَرِّ اَعْرَضْتُمْؕ وَكَانَ الْاِنْسَانُ كَفُوراً
Denizde size bir sıkıntı dokunduğunda bütün taptıklarınız (sizi yüzüstü bırakıp) kaybolur, yalnız Allah kalır. Fakat sizi kurtarıp karaya çıkarınca yüz çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür.” (İsra/67)

Sabahattin Ali’nin muhtemelen Sinop zindanlarında “aldırma gönül” şiiri gibi; “ama unutma taş duvarlar arasındaki karanlığımın senden başka penceresi yok” demesi, belki de sevgiliye söylenmiş en güzel cümlelerden biridir. Zira zor şartlarda böyle bir hasreti dillendirmek lirizmin derin sularında dolaşmak anlamını taşır.

Tabi bu söz bende üstat Necip Fazıl’ın Zindandan Mehmed’e Mektup şiirini de çağrıştırıyor. Üstadın bu şiirinde lirizm, içtenlik ve sanat had safhadadır. O da zindanın penceresinden bu dizeleri haykırırken son kıtasıyla gençliğe ümit aşılar. Yarınların onların olacağını müjdeler:

Mehmed’im sevinin başlar yüksekte!
Ölsekte sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

Zindan deyince aklıma nedense hep Hz. Yusuf (a.s) Peygamber gelir. ‘Kadınların hilesinden daha iyidir zindan’ der Allah’ın Peygamberi. Orayı medreseyi Yusufiye çevirir. Sadece Rabbine yönelir. Zindanın karanlığında sadece yüce Yaratan’a açılan penceresi vardır onunda. O asla unutmamıştır, taş duvarlar arasındaki karanlığının yüce Mevla’dan başka bir penceresinin olmadığını.

Şemsettin ÖZKAN

08.09.2022 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.