(Toplumsal İlişkiler 1962)

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارٰٓى اَوْلِيَٓاءَۘ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍؕ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاِنَّهُ مِنْهُمْ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمٖينَ
“Ey iman edenler! (Fitne çıkarmamak, anarşi ve ahlâksızlığı kışkırtmamak ve karşılıklı hak ve hürriyetlere saygılı bulunmak şartıyla; Ehl-i Kitapla birlikte yaşayın, komşuluk yapın, ülke ve bölge nimetlerini paylaşın, ilmi ve iktisadi konularda yardımlaşın, ama gerçekten iman ve Allah’a itimat ediyorsanız sakın ha!) Yahudilerin (ırkçı emperyalist kesimlerini ve yine haksızlık ve ahlâksızlık hedefleyen bazı) Hristiyan (merkezlerini) veliler (yöneticiler) edinmeyin. (Onları dost ve dürüst zannedip, kendinize idareci, karar verici olarak kabullenmeyin. Zulüm ve hıyanet örgütlerine ve girişimlerine destek vermeyin.) Çünkü onlar, (sizin değil) birbirlerinin dostları ve destekleyicileridir. (Artık) Sizden her kim onları dost (ve rehber) edinip (peşlerine giderse), kesinlikle o da onlardandır. Şüphesiz Allah (Siyonist Yahudilere ve emperyalist Hristiyanlara değer ve destek veren ve Müslümanlara hıyanet eden) zalimler topluluğuna hidayet etmez (onların iman nurunu karartır).” (Maide/51)
Suç ve Ceza, Budala, Delikanlı, Karamazof Kardeşler, Kumarbaz gibi ünlü romanların sahibi Fyodor Mihayloviç Rus roman ve öykü yazarı Dostoyevski; (1821-1881) “herkes gibi olmayın, tek başına kalmak pahasına olsa dahi ayrılın” derken tabiri caizse kuru gürültüye, kalabalıklara öyle pek fazla kulak asmayın demeye getirir lafı. Nicelik değil, niteliğin önemine atıf yapar bir bakıma.
Her ortama uymak, akıntıya kürek çekmek, kitlelerin provakasyonuna gelmek, çoğunluğun her dediğini doğru sanmak aynileşmenin bir tezahürü değil midir? Gustave Le Bone Kitleler Psikolojisi adlı eserinde, insanın statüsü ne olursa olsun bir elit bir avam tabakasından bireyler bir araya geldiklerinde örneğin stadyumda hepsi bir ağızdan bağırarak aynileşebilirler, derken koca koca adamlar bile kötü tezahürat yapabilirler, sövebilirler demektedir. Moda müzik dünyasını takip etmede insanlar sürü psikolojisine sahiptirler. Hayvanlar âleminde de bu var. Erzincan’ın bir köyünde meydana gelen bir olayda çobanın gözleri önünde bir koyun uçurumdan aşağı atlıyor, tam 52 koyun onu takip ederek ölüyor.
Bir Alman atasözü der ki; “Sürü olmak, sürü içinde gitmek ve öylece yol almak istersen yaşamın boyunca sadece, kıç görürsün.” Doğrudur bize hep sürü içinde olmamız öğütlenmiştir. Öğretilen yanlışlardan biri de; “sürüden ayrılanı kurt kapar.” Korkmayın arkadaşlar, kurt kapmaz. Bizzat kendi dünyasını kurar. Bazen hayata farklı bakıp, yeni bakış açıları getirmek gerek. Bu yüzden de herkes gibi olmamak lazım.
Sürü psikolojisi kişilerin bir davranışını, düşünce biçimini, tutumunu, basitçe; ‘bunu herkes yapıyor’ diye benimsemesi olarak tanımlanabilir. Eğer bir tutum, ya da inanç, kalabalık bir grup tarafından kabul görüyorsa, başka bir kişinin de, aynısını benimseme olasılığı artmaktadır. Psikologlar bu durumu, kimi zaman insanların fikirlerini ve kararlarını, olumsuz etkileyen ve onlara hata yaptırabilen bir durum, olarak nitelendirirler.
İnsan her halükarda kendi olmayı becerebilmelidir. Başkalarını taklit etmek onu geliştirmez. Aksine geri götürür. Herkes gibi olmayın, tek başınıza kalsanız da ayrılın. Yoksa kitle içinde aynileşirsiniz.
Şemsettin ÖZKAN
09.11.2025 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com