ÖLMÜŞÜM GİBİ SEVME YAŞIYORUM

(Toplumsal İlişkiler 1934)

لَيْسَ الْبِرَّ اَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلٰكِنَّ الْبِرَّ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَالْمَلٰٓئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيّٖنَ وَاٰتَى الْمَالَ عَلٰى حُبِّهٖ ذَوِى الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاكٖينَ وَابْنَ السَّبٖيلِ وَالسَّٓائِلٖينَ وَفِى الرِّقَابِۚ وَاَقَامَ الصَّلٰوةَ وَاٰتَى الزَّكٰوةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ اِذَا عَاهَدُوا وَالصَّابِرٖينَ فِى الْبَاْسَٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَحٖينَ الْبَاْسِۜ اُو۬لٰٓئِكَ الَّذٖينَ صَدَقُواۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ 

“(Ey Müslümanlar!) Yüzlerinizi (namazda şuursuz ve huzursuz biçimde) Doğu’ya veya Batı’ya çevirmeniz (ve ibadette şekilcilikle yetinmeniz) iyilik değildir. Asıl iyilik; Allah’a, (ve O’na inancın gereği olarak) Ahirete, Meleklere, Kitaba ve Peygamberlere (ve onların getirdikleri dine ve düzene samimiyet ve teslimiyetle) iman etmeniz… Sevdiğiniz malınızı yakınlara, yetimlere (korumasız ve bakımsız olanlara), yoksullara, yolda kalmışlara, isteyen muhtaçlara ve borç altında esir olanlara vermeniz… Namazınızı kılmanız, zekât (vergisini) ödemeniz… Anlaşma ve sözleşmelerinizi yerine getirmeniz, (maddi ve manevi) darlık, hastalık ve cihadın kızışması zamanında sıkıntılara sabretmenizdir… İşte (iman davasında) sadık (ve samimi) olanlar ancak bunlardır… Ve gerçek müttakiler de onlardır.” (Bakara/177)

Her şey bir yanıyla güzeldir lakin samimiyet büsbütün güzeldir. İnsan ilişkileri samimiyete dayanmıyorsa orada bir şekilde sahtekarlık da vardır. Hele hele kadın erkek ilişkilerinde sevgide samimiyet bulunmazsa sıkıntı daha da büyür. 

                Aşk kavuşuncaya kadar geçerliliği olan bir dönem mi? Aşk sadece iki insan arasında yaşanan henüz ailelerin, sorunların, sıkıntıların, kira, taksit ve faturaların sahneye çıkmadığı zaman dilimi mi acaba? Sahi aşkın ömrü bu kadar kısa mı olmalı? 

               Adalet Ağaoğlu; “ölmüşüm gibi sevme, yaşıyorum” derken, gönül ilişkilerinde zamanla sevginin körleşmesi sendromunu ele alır. Duygular zamanla köreliyor mu? Sevgi, merhamet, nefret, acıma, sinir vb. gibi duygular tamamen vicdanla alakalıdır. Vicdanın varsa hepsini kontrol edebilirsin. Bir insanı mutlu etmek istiyorsan ona sevgini ver. Üzmek istiyorsan nefretini. Üzüntü olmadan gözyaşı akmaz. Merhametli insan göz yaşı akıtmaz. Kalp kısırsa sevgi doğuramazsın maalesef. Sevgine aşk suları serp. Sevgi o zaman yeşerir. Yoksa ölmüş gibi seversin. Halbuki o  yaşıyor. Sevmiş gibi yapma, ona sevdiğini hissettir.

               Burhan Karadağ; “Bana Beni Sevdiğini Söyleme”adlı şiirinde “bana aşıkmış gibi yapma” diye sevdiği insana adeta yalvarır;

Bana beni sevdiğini söyleme sakın,hissettir
İliklerime kadar ıslandığım zaman aşkından
Duygularım tarifsiz mi,tarifsiz;
Bir tarafım uçurum olur,bir tarafım deniz. 

Suskunsun,bir o kadar mağrur
Nedendir bu naz,nedir bu gurur
Kaçış yok ne sevdadan,ne aşktan
Aşkın gözü kördür,bir gün senide vurur.

Sevmiyorum artık seni
İstemiyorum ne seni,ne sevgini
Yüreğimden kan damlasa da ben,
Geldiği yere,denize attım gözlerini.

Şemsettin ÖZKAN
12.10.2025 GÜZELYALI

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-antoloji.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir