(Toplumsal İlişkiler 1597)
وَلَا تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُ اِدْفَعْ بِالَّتٖي هِيَ اَحْسَنُ فَاِذَا الَّذٖي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَاَنَّهُ وَلِيٌّ حَمٖيمٌ
“İyilikle kötülük, devletle anarşi birbirine denk olamaz. Kötülüğü, anarşiyi, en güzel metodu kullanarak, işleyen müesseseler kurarak, hukuk kurallarını işleterek, fazileti, sevabı en yüksek hükümlere öncelik vererek ortadan kaldır. O zaman seninle aranda düşmanlık olan kişinin, sanki samimi bir dost gibi davrandığını görürsün.” (Fussilet 34)
Hayatın kanunu böyle değil midir iyilik iyiliği, kötülükse kötülüğü çeker. Önemli olan da kötülüğü nasıl çevirir, iyi olana yönlendirebiliriz? Asıl verilmesi gereken mücadele budur.
Gerçekten sevginin sevgiyi çektiği gibi nefret de, nefreti çeker. Cömertlikse bolluğu. İnsan ne ekerse onu biçmiyor mu? Güzel söz tatlı dil yılanı deliğinden çıkarmıyor mu? Güzel bir davranış, karşı tarafta güzel bir izlenim bırakmıyor mu? Bu soruların hepsine evet diyoruz. Bakınız Merih Keçe şöyle der:
“Hayatta her şey birbirine bağlıdır
Sevgi sevgiyi çeker,
Nefret nefreti,
Cömertlik bolluğu,
İyilik iyiliği çeker…
Asık suratlı bir insanın işleri hep ters gider
Nankör insan hiç mutlu olamaz.
Cimrilik yapanın hayatında bereket olmaz
İyilik yapan iyiliği, kötülük yapan kötülüğü bulur…
Yani basit bir doğa yasası;
Ne ekersen onu biçersin
Bu nedenle olumlu düşün, adımlarını sevgiyle at,
Tebessüm et, iyi söz söyle, iyi şeyler duy, mutlu yaşa…“
Şemsettin ÖZKAN
09.11.2024 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-1000kitap.com