(Toplumsal İlişkiler 1588)
وَلَا تَتَمَنَّوْا مَا فَضَّلَ اللّٰهُ بِهٖ بَعْضَكُمْ عَلٰى بَعْضٍؕ لِلرِّجَالِ نَصٖيبٌ مِمَّا اكْتَسَبُوا وَلِلنِّسَٓاءِ نَصٖيبٌ مِمَّا اكْتَسَبْنَ وَسْـَٔلُوا اللّٰهَ مِنْ فَضْلِهٖؕ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلٖيماً
“Allah’ın Kendi faziletiyle kiminizi kiminize göre üstün kıldığı şeyleri (malı ve makamı) imrenip temenni (ve tamah) etmeyin. Erkeklere kazandıklarından pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından pay vardır. (Kadınlar ve erkekler, kendi fıtratlarına ve fırsatlarına uygun ve meşru işlerde çalışıp kazanmalı ve hayatın yükünü paylaşmalıdır.) Allah’tan O’nun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Allah her şeyi Bilendir.” (Nisa/32)
İnsan nedense elinde olmayana özlem duymaya pek yatkındır. Daha önce olanı, olmayınca istemesi gerçekten ilginç geliyor bana. Hiç olmayanı istemesi de yine ayrı bir konu.
Özdemir Asaf bunu dert etmez yokken bazı şeylerin güzel olabileceğini söyler;
Baharda kışı,
Kışın da baharı özler insan.
Ne uzaksa onu özler…
Kavuşmak şart mı? Boşver!
Bazı şeyler yokken güzel.
İnsan, kış gelince gölge veren o ağaçları pek çabuk unutur. Aklının ucundan bile geçirmez. Vefasızlığı zirve yapar. Verilene şükretmez. Hep mutsuz olduğunu sanır. Bir türlü beceremez mutlu olmayı. Elindekilerle yetinmeyi bilmez. Öyle ki iyiliği istediği gibi elinde olmayan şerri bile ister. Onun için bu halin hayırlı mı hayırsız mı olacağını bilmeden.
İnsan kendine uzak olan her şeyi ister ve özler. Bu yüzden olsa gerek beklentilerle dolu bir yaşamın, beraberinde huzursuzluk ve mutsuzluk getirmesi de gayet normaldir.
İnsan şöyle ileridekilere bir bakacak kendisinden hepey ilerideler, bir de geridekilere bakacak kendisinden hepey gerideler. O zaman kendi konumuna bakıp şükretmesini bilecek. Bu dünyada asla herkes eşit olamaz. Kimi zengin olur kimi fakir. Kimi hasta olur kimi de gayet sağlıklı. Kimi güzel olur kimi de çirkin. Kimi akıllı olur kimi de bir gram aklını çalıştırmaz. Bu liste böyle uzar gider.
“Sizden biriniz mal ve halk (evlat) hususlarında kendisinden üstün olan kimselere baktığında bir de kendisinin üstün olduğu daha aşağı kimselere baksın” (Müslim, ” Zühd”, 8)
Öyle çok düşünecek zamanımız yok. Boşverin şairin dediği gibi kimi şeylerin yokken daha güzel olduğunun tadını çıkarın. İlla tatile çıkmanıza gerek yok, durun bir yerde yeni açmış bir çiçeğe ellerinizle dokunun, koklayın onu. Göreceksiniz çok iyi gelecek size. Onun şuyu var bunun şuyu diyerek de hasetlik fesatlık yapmayın. Elinizdekilerle yetinin. Birbirinize dua etmeye bakın. Canü gönülden Allah bana bir sana on versin deyin. Göreceksiniz Allah size yüz verecektir. Yeter ki kapınızın önünü temiz tuttuğunuz gibi, içinizi de temiz tutun. Cennete de böyle kalbi saf, temiz, kötülük, fesatlık bilmeyen herkesin salak gibi gördüğü bu insanlar girecek.
“Cennete, kalpleri kuş kalbi gibi (saf ve temiz) olan insanlar girecektir.” (Müslim, “Cennet”,27)
Şemsettin ÖZKAN
31.10.2024 KONYAALTI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com