HER ŞEY ZAMANINDA GEREK GEÇ YAĞAN YAĞMURLARIN FAYDASI DOKUNMAZ KURUMUŞ ÇİÇEKLERE

(Toplumsal İlişkiler 1563)

قَالَ كَمْ لَبِثْتُمْ فِي الْاَرْضِ عَدَدَ سِنٖينَ 
قَالُوا لَبِثْنَا يَوْماً اَوْ بَعْضَ يَوْمٍ فَسْـَٔلِ الْعَٓادّٖينَ 
قَالَ اِنْ لَبِثْتُمْ اِلَّا قَلٖيلاً لَوْ اَنَّكُمْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ

“Sonra Allah, uğrunda Allah’a isyan ettikleri dünya hayatının ne kadar değersiz olduğunu onlara göstermek üzere cehennemdekilere soracak: “Söyleyin bakalım, sizce yeryüzünde kaç yıl kaldınız?” (Müminun/112) 
“Onlar da, “Olsa olsa bir gün, hattâ bir günden de az. Fakat emîn değiliz, bunu hesaplayabilecek olanlara sor yâ Rab, çünkü bizim aklımız başımızdan gitmiş durumda!” diye cevap verecekler.” (Müminun/113)

“Bunun üzerine Allah, “Doğrusu siz, yeryüzünde çok az bir süre kaldınız!” diyecek, “Dünya hayatının âhirete oranla ne kadar değersiz olduğunu bir bilseydiniz!” (Müminun/114)

Zaman insanın en önemli sermayesi değil midir? Bunu iyi değerlendirmek gerekiyor. Şu kısacık hayatımızda bize sunulan dünya hayatında bunun sınavını vermekteyiz.

            Ahiretin tarlası konumunda olan bu dünyada iyi şeyler ekmeliyiz ki, güzel hasat alalım. Zaman bu zamandır dostlar. Şimdi o bereketli yağmurlar yağmalı ki, hasadımız verimli ve güzel olsun.

           Sezai Karakoç der ki; “her şey zamanında gerek geç yağan yağmurların faydası dokunmaz kurumuş çiçeklere.”

Zaman iki yönlü ilerler, hem bir şeylerin olumsuz yönde birşeyler olmuş bitmişse, buna yapacak bir şeyin olmadığı, ancak yeni bir oluşum ve diriliş için, hem de bir şeyin yepyeni sıfırdan oluşumlar için. Gönlü geniş ruhu gezginlerin bize öğrettiği dokuzuncu kural şudur:
Sabretmek öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir?Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.”

          Anlamaya çalışmamız gereken husus hiçbir şeyi asla ertelemeden zamanında yapmaktır. Bir de “olmayacak duaya amin demek” diye bir kavram var literatürümüzde.  İnsan kimi zaman ceketinin düğmelerini yanlış ilikleyerek bundan netice elde etmeye çalışır ki bu bile bile lades demektir.                                

         Gerçekleşmeyeceği daha işin başında belli olan bir olay için onay vermeye kalkmak ne derece sağlıklı olabilir ki? İnsan fantastik düşünceler geliştirerek, aklı sıra sebep sonuç ilişkisine de bakmadan olaganüstü şeyler ister. Haram söz, tutum ve davranışlarını unutarak, yaptığı yanlışlardan tövbe etmeyerek ister de ister. Böylece hep yanlışta kalır.

          Bu yüzden insana buradan ekmek çıkmaz. Çünkü sosyolojide vetire (süreç) dediğimiz olguyu bir kenara atmaktadır insanoğlu. Zaman teamüllerine aykırı, olgunlaşma emarelerine ters bir istikamette ilerlemektedir. Bebeğin doğması için dokuz ay gerekir. Bir iki ayda bebeğin doğmasını beklemek olmayacak iştir. Yine kurumuş, solmuş bir çiçeği de su dökerek yeniden diriltmeye çalışmak nafiledir. Çünkü zamanı geçmiştir. Zamanın kıymetini bilmek gerekir.    

Şemsettin ÖZKAN
06.10.2024 GÜZELYALI

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.