(Toplumsal İlişkiler 1442)
اِنَّ الَّذٖينَ يَكْتُمُونَ مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ مِنَ الْكِتَابِ وَيَشْتَرُونَ بِهٖ ثَمَناً قَلٖيلاًۙ اُو۬لٰٓئِكَ مَا يَأْكُلُونَ فٖي بُطُونِهِمْ اِلَّا النَّارَ وَلَا يُكَلِّمُهُمُ اللّٰهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ وَلَا يُزَكّٖيهِمْۚ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَلٖيمٌ
“Allah’ın indirdiği Kitaptan (kendilerinin ve iktidar sahiplerinin işine gelmeyen) bir şeyi göz ardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi, dünya menfaatini) satın alanlar (böylece güç odaklarının ve iktidarların keyfine göre fetva uyduranlar var ya); onların (din istismarıyla kazanıp) yedikleri, karınlarındaki ateşten başkası değildir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak ve onları arındırıp temize çıkarmayacaktır. Ve onlar için acı bir azap vardır.” (Bakara/174)
İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin; “sultan sofrasında oturan alimin fetvasına itibar edilmez” sözünü değerlendirirken onun yaşadığı Emevilerin son anı ile Abbasilerin ilk yılları olduğunu ve sultanlarının İmam-ı Azam’ı baş kudatlığa getirme girişimi olduğunu ancak onun bunu reddettiğini unutmamamız gerek.
O dönem yaptıkları yanlışların İmam-ı Azam üzerinden fetva alarak halkı yönetme işleri gerçekten sıkıntılı olurdu. Adil sultanlara lafımız yok. Ancak din adamlarının idari mekanizma ile aralarına bir mesafe koymaları da elzemdir. Çünkü dinin malzeme olarak kullanılması, yönetim üzerinden din adamlarına yaptırılması, dine yükletilmiş olacak ve halk nezdinde yanlış tesirler uyandıracaktır.
Burada hassasiyetle üzerinde durulması gereken şey; din alimlerinin idareden bağımsız olması meselesidir. Bu özgür oluş, siyasi mekanizmaların doğru yaptıklarına doğru, eğri yaptıklarına da eğri diyebilme cesaretini gösterebilmeleridir.
Şemsettin ÖZKAN
07.06.2024 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com