SIRRI HAM KİŞİLER BİLMESİN DİYE ÖLÜME AYRILIK DEYİVERDİLER

(Toplumsal İlişkiler 1432)

يَوْمَ تُبْلَى السَّرَٓائِر“Öldükten sonra diriltildiğiniz gün sır olarak gördüğünüz, ileri geri konuştuğunuz her şey açığa çıkacak. Geleceğiniz gerçek olacak. Hiç bir şeyin gizli kalmadığına şahit olacaksınız. Çünkü her şey önünüze konulacaktır.” (Tarık/9

Sır… Kimseye söylenmemesi gereken, gizli tutulması gereken şey, giz. Sır öyle ulu orta herkese söylenmez. Niye? Sır tutmasını bilmeyenlerin cahilliklerinden, onu açık ettiklerinden dolayı, ham kişiliğe sahip olanlarla buluştuğunda o sır, daha da karmaşık hale gelir. Sır da sır olmaktan çıkar.

         Bu yüzden olsa gerek atalarımız, sır konusunda daha titiz davranılmasını anlatmak için; “açma sırrını dostuna, dostunun da dostu vardır, o da söyler dostuna” demişlerdir.

          Sırrı açık etmemek için bazen asıl kelimenin yerine mecaz bir ifade kullanılabilmektedir. Böyle bir tutum ve davranışın altında yatan sebep de sırra sadece vakıf olanların anlaması yatmaktadır. Anlamayanların hamlığına yorulur.

           Nitekim Çelebi Rumi hazretleri der ki; “sırrı ham kişiler bilmesin diye ölüme ayrılık deyiverdiler.” Zaten Mevlevi geleneklerinde sadece ölüm değil, birçok şey farklı yorumlanır. Mezara hamuşan derler. Suskunlar diyarı. Hz. Mevlana’da ölüm gününün adı Şebi Arus’tur. Yani düğün gerdek gecesidir. Kişi yegane sevgilisi yüce Rabbine kavuşmasıdır. Öldü denmez, falan kişi Hakk’a yürüdü denir.

            Olumsuz ifadelerden kaçınılır. Örneğin; “elektriği söndür” denilmez, “elektriği dinlendiriver” denilir. Sırlarla ilgili mevzuatı sırlara vakıf olanlar anlayacağı için herşey pek açık edilmemesini normal karşılamak lazım. Derler ki; “kaleme bile sırrını söyleme. Gider kağıda yazar.” Yerin kulağı var derler.

             Sır üzerine o kadar çok söz var ki, geliniz bunlardan derlediğim bazılarını görelim; *Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma. Çünkü bize kırıkları sarıp onarmak sırları örtmek yaraşır.(Hz. Mevlana)

*Sırlarınızı kendi yüreğinizde saklamak kalbinizi açtığınız kimselere dillerini tut maları için yalvar yakar olmaktan yeğdir. (Geoffrey Chaucer)

*Başka birinin sırrı onun parası gibidir siz her ikisine de kendinizinkine gösterdiğiniz itinayı göstermelisiniz.(Edgar W. Howe)

*Erkek başkasının sırrına kendi sırrından ziyade sadık kalır kadın aksine kendi sırrını başkasının sırrından daha iyi saklar. (Jean de La Bruyere)

*Bana emanet edilen bir sırrı kutsal bir emanet gibi saklarım ama sırları elimden geldiği kadar bilmemeye çalışırım. (Montaigne)

*Yavuz Sultan Selim birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca Yavuz ona. Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş vezir: “Evet hünkarım bilirim” dediğinde Yavuz cevabı vermiş: “Ben de bilirim.” 

Şemsettin ÖZKAN

28.05.2024 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-sinoplukoca.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.