KELEBEKLERİN BİLE ÇOCUKLARDAN DAHA UZUN YAŞADIĞI BİR COĞRAFYADA SİZE HANGİ ŞİİRİ YAZAYIM

(Toplumsal İlişkiler 1231)

وَاِذْ نَجَّيْنَاكُمْ مِنْ اٰلِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُٓوءَ الْعَذَابِ يُذَبِّحُونَ اَبْنَٓاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَٓاءَكُمْؕ وَفٖي ذٰلِكُمْ بَلَٓاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظٖيمٌ
Ey İsrailoğulları!Sizi Firavun ve ordusundan nasıl kurtardığımızı da hatırlayın: Hani size en acı işkenceleri çektiriyorlardı; nüfusunuzun artmasını engellemek için oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı utançverici işlerde kullanmak üzere sağ bırakıyorlardı.İşte bütün bunlarla, Rabb’iniz sizi eğitip olgunlaştırmak ve böylece insanlığı doğru yola ileten örnek ve öncü bir toplum yapmak üzere çetin bir sınavdan geçirmekteydi.” (Bakara/49)

Bu ayeti özellikle seçtim. Kaderin cilvesine bakın ki, bir zamanlar Mısır Firavun’u ll.Ramses İsrailoğullarının çocuklarını boğazlıyordu bugün İsrailoğulları siyonist felsefelerinin icabı modern dünyada çocuk hastanelerini bombalayarak çocukları boğazlıyor. Çağdaş dünyanın siyasi iradelerinden çıt yok.

             Ahmet Arif der ki; “kelebeklerin bile çocuklardan daha uzun yaşadığı bir coğrafyada size hangi şiiri yazayım?” Yaşama şansları yok maalesef Gazze’li çocukların. Bir ay içinde katledilen 10.328 kişiden 4.237’si çocuk. 32. gün itibariyle bir saatte 6 çocuk ölüyor İsrail saldırılarında. Kelebeklerden bile daha kısa ömürlü Gazzeli çocuklar. Bilhassa karanlık çökünce bombalar yağıyor Gazze’nin üstüne. Herbir km’ye 82 ton patlayıcı düşüyor.  Ama bir şey unutuluyor bir Musa        elbet onların içinden çıkacaktır. Orada  diyorum o çocuk, o coğrafyada, eninde sonunda çıkacak ve zulmü öyle bitirecek ki, hem de sıfırlayacak inşallah.

            Türk şiirinin zarif çocuğu Cahit Zarifoğlu “şu çocukları ürkütülmüş bir dünyanın tüm denizleri mavi olsa ne yazar olmasa ne?” serzenişinde ne kadar haklı değil mi?.

             Haklıdır Zarifoğlu, çocuk çocukça koşup oynamalı, özgürce çekinmeden düşünebilmeli, çocukça laflar etmeli. Ama öyle mi o güzelim masum çocuklarımız? Oyuncaklarıyla oynu- yorlar mı? Neler düşünüyor neleri hayal ediyorlar acaba o küçücük bedenler? Gazzenin minik bedenleri bundan mahrum. Gazzeli çocuklar biraraya gelmiş bildiri yayınlıyorlar; “özgürce yaşamak, eğitim görmek, oyun oynamak” istiyorlar. Dünyaya sesleniyorlar, bizim de yaşama hakkımız yok mu diğer çocuklar gibi diye.

          Üstüne üstlük kirli bir dünya bırakıyoruz gelecek nesillere  savaşlarla kirlenmiş, nükleer atıklarlarla, kimyasallarla, sosyal ağlarla, dijital platformlarla ve burada adı aklıma gelmeyen bir sürü şeylerle çocukları daha da ürkütülmüş bir dünyaya doğru gidiyoruz. Bu dünyanın bütün denizleri mavi olsa ne yazar olmasa ne yazar?

         Ürkmek kelimenin kendisi bile insanı korku ve endişeye garkediyor. Birşeyden korkarak birden sıçramak, şaşkınlık ve korku duyumsamak gibi anlamlara gelen bu kelime ezcümle insanın psikolojisini bozmaya yetiyor da artıyor bile.

          Sonuç itibariyle insanlardan nefret eden, ürken, kaçınan ve sevmeyen mizontropist bir kişiliğin yeni nesilllerde psikolojik bir travmaya dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır. Böyle bir dünya gelecek nesiller için tam bir kaostur. Öyle bir günün gelmesinde, ne malın ne mülkün ne de kaybedilmiş çoluk çocuğun hiçbir faydası olmayacaktır. Rabbim öyle bir günün kötü akibetinden cümle alemi korusun.

           Güzel ülkemin güzel insanları, tarih boyunca her zaman mazlumların yanında olduğu gibi, bugün de mazlum Gazze’nin yanında. Tıpkı Fatih Sultan Mehmed’in oğlu ll. Bayezit zamanında İspanya’dan ve ll. Dünya savaşında Nazi zulmünden Türk pasaportu vererek Yahudileri kurtardığı gibi, Ukraynalı çocukları savaştan kurtardığı gibi. 

Şemsettin ÖZKAN

09.11.2023 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-suskunduvar.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.