İÇİNDE UTANMAK KELİMESİ OLMAYAN YENİ BİR LİSAN YARATTILAR OYSA BİZ DENİZLERİN DENİZ YAĞMURLARIN YAĞMUR AŞKLARIN AŞK İNSANLARIN İNSAN OLDUĞU MASUMİYET ÇAĞINDAN GELİYORUZ

(Toplumsal İlişkiler 1171)

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِؕ وَمَنْ يَتَّبِـعْ خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ فَاِنَّهُ يَأْمُرُ بِالْفَحْشَٓاءِ وَالْمُنْكَرِؕ وَلَوْلَا فَضْلُ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ مَا زَكٰى مِنْكُمْ مِنْ اَحَدٍ اَبَداًۙ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ يُزَكّٖي مَنْ يَشَٓاءُؕ وَاللّٰهُ سَمٖيعٌ عَلٖيمٌ
“Ey iman edenler, (hiçbir konuda) şeytanın (sizi çirkefe ve felakete sürükleyecek) adımlarına tâbi olup (münafıkları takip etmeyin) Kim şeytanın adımlarına uyarsa, (bilsin ki) gerçekten o (şeytan edep ve erdeme aykırı)fuhşiyatı(cinsi sapkınlıkları ve çirkin utanmazlıkları) ve münkeratı (kötülük kaynaklı haksızlık ve ahlâksızlıkları dürtükleyip) emretmektedir. Eğer Allah’ın üzerinizde fazlu inayeti ve rahmeti olmasaydı, sizden hiçbirinizin(ve özellikle iftiralara gereken tepkiyi göstermeyenlerin) ebedi olarak temize çıkması mümkün değildi. Ancak Allah, dilediğini (iyi niyetini ve meşru mazeretini bilip merhamet ettiklerini) temize çıkarır. Allah, İşitendir, Bilendir.” (Nur/21)

Geçen yıl kaybettiğimiz Bursalı Türk Pop Müziği sanatçısı İlhan İrem; “içinde utanmak kelimesi olmayan yeni bir lisan yarattılar. Oysa biz denizlerin deniz, yağmurların yağmur, aşkların aşk ve insanların insan, olduğu masumiyet çağından geliyoruz” derken, utanmazlığın, hayasızlığın, edepsizliğin, sapkınlığın tavan yaptığı günümüze göndermeler yaparak masumiyetin bozulmasını konu edinir.

          İlk utanmazlık hareketlerine ilk özel tv yayına girmesiyle başlandı desek sanırım yalan olmaz. Hatta megastar diye adlandırılan biri canlı yayında ‘çişim geldi’ gibi böyle daha önce televizyonlarımızda söylenmeyen laflar etti. İğrenç filmler yayınlandı. Bu masumiyetin bozulması toplumun her alanına yansıtıldı. Avrupa birliği ile birlikte yürütülen norm yasaları müktesebatı görüşmelerine de yansıtıldı. Zina suç olmaktan çıkarıldı. Siyasi, ekonomik, iktisadi, kültürel, sosyal ilişkilere varıncaya kadar hemen hemen her alana yansıdı bu tavır ve tutumlar, davranışlar. Eğitim de bundan nasibini aldı. Bunun en önde gelen kurbanları gençliğimiz oldu. Evet teknolojik anlamda ilerliyorduk ama masumiyetimizi feda ediyorduk. Her şey her yerde, herkes istediği gibi konuşuyordu. Müstehcen konuşmalarla insanlar kendilerini sosyal medyada rahatlıkla ifade edebiliyorlardı. Hatta anlı şanlı bir üniversitemizin öğrencileri kızlı erkekli aynı tuvaleti kullanma cüretinde bile bulunmuştu. LBGT hareketi kadın kadınla erkek erkekle ilişkiler özendiriliyor, cinsiyet eşitliği gibi masum kavramlar kullanılıp hukuk normlarına uydurulmaya, topluma dayatılmaya çalışılıyordu.  Kimi de orada burda küfürle, argoyla ifade özgürlüğü kapsamında atıp tutuyordu işte. İnternet ve cep telefonlarının yaygın olarak kullanımlarıyla bu sınırlar daha da aşıldı. Hasılı insan fıtratını bozmak için, doğanın fıtratını bozmak için ne lazımsa yaptılar. Sonuç ne mi oldu? Sonuç ortada İlhan İrem’in dediği ne denizler deniz, ne yağmurlar yağmur, ne aşklar aşk ne de insanlar saf insan olarak kalabildi? Çünkü masumiyet çağı çoktan bitti. İnsanlık artık grinin binlerce tonuyla tanıştı. Şimdilerde ne o eski Leyla’lar kaldı ne de Mecnun’lar…

Şemsettin ÖZKAN

10.09.2023 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.