İYİ İNSANLAR KIRILDIKÇA İÇİNE KAPANIR DIŞARIDAN BAKANLAR DA ONLARI UKALA ZANNEDER

(Toplumsal İlişkiler 1129)

اَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْاٰنَؕ وَلَوْ كَانَ مِنْ عِنْدِ غَيْرِ اللّٰهِ لَوَجَدُوا فٖيهِ اخْتِلَافاً كَثٖيراً
“Onlar, Kur’an’ı hiç araştırıp üzerinde düşünmüyorlar mı? Çünkü, eğer Allah’tan başkası tarafından meydana getirilmiş 
olsaydı, yirmi üç yıl gibi uzun bir sürede tamamlanan bu kitabın 
içinde bir çok tutarsızlıklar, akıl ve sağduyu ile bağdaşmayan nice yanlışlık ve çelişkiler göreceklerdi! Fakat hiçbir çelişki bulamadılar ve bulamayacaklar, çünkü onu gönderen Allah’tır! Ne var ki münâfıklar, bu kitaba kulak verecekleri yerde, yalan haberler düzerek veya bire on katarak Müslümanların gözünü korkutmaya çalışıyorlar. İşin kötüsü, bazı saf ve bilgisiz Müslümanlar da onları destekleyerek zulme ortak oluyor:” (Nisa/82)

Biliyor musunuz insanlığın en önemli sorunlarından biri de anlaşılamamaktır. Mesele şu bu değil, anlaşılmamadır.

        Hele günümüz dünyasında bireyselleşme, toplumsal yaşam biçimi olduğundan beri, bu konu, daha da koyulaşmış ve derinleşmiştir. Pablo Neruda der ki; “iyi insanlar kırıldıkça içine kapanır, dışarıdan bakanlar da onları ukala zanneder.”

        İnsan etrafında yaşadığı onca travmadan sonra, birilerine gücenmiş, kırılmış ve kabuğuna çekilmiştir. Lakin insanlara bu hali çok bilmişlik olarak yansımıştır. Çok yazık değil mi? Vahim bir durum, koyun can derdinde kasap et derdinde. Ne düşünüyorsun, ne anlaşılıyor?

         Emile Zola; “dünyada anlaşılmamak kadar zor ve güç bir durum yoktur” derken aynı yaraya parmak basar.

         George Orwell “insan, sevilmekten çok anlaşılmak istiyordu belki de” derken ne kadar haklı değil mi? Karşındaki seni anlamıyor ama çok seviyor ne işe yarar ki?

          Anlaşılmak çok büyük bir nimet anlayan birine denk gelmekse çok büyük bir kısmet olsa gerek. Zira insanın tüm yaraları iyileşir mi? İyileşmez. Sadece anlaşılmak iyi gelecektir. 

          Evet sevilmeyi, sevmeyi istemiyor değil insanoğlu lakin anlaşılmayı daha çok istiyor gibime geliyor sanki. Ama anlaşılmanın olabilmesi için karşısında halden anlayan birine ihtiyaç var. Halden anlayabilmek için de yine karşıdakini öylece olduğu gibi sevmek gerek.

          Dünyada ne istiyorsun? deseler hiç düşünmeden “anlaşılmak istiyorum derim” diyen Sabahattin Ali de, aynı yaraya parmak basar. Demek ki “anlaşılmamak” insanın çok büyük sorunlarının (very big problems) başında geliyor. Bu yüzden karşıdakini anlayabilmek için, koşulsuz sevmemiz gerekecek. Bakınız sevilmekten değil, sevmekten söz ediyorum. Gönlü geniş ruhu gezginlerin onaltıncı kuralı bize şunu öğütler: “Kusursuzdur ya Allah, O’nu sevmek kolaydır.Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir. Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir. Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan’dan ötürü yaradılanı sevmeden, ne layıkıyla bilebilir, ne de layıkıyla sevebilirsin.”

Şemsettin ÖZKAN

30.07.2023 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-suskunduvar.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.