HERKESİN GÜNAHINI KAPATAMAYACAĞINA GÖRE KENDİ GÖZ KAPAKLARINI KAPA

(Toplumsal İlişkiler 1121)

 
قُلْ لِلْمُؤْمِنٖينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْؕ ذٰلِكَ اَزْكٰى لَهُمْؕ اِنَّ اللّٰهَ خَبٖيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ
وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ اَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدٖينَ زٖينَتَهُنَّ اِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلٰى جُيُوبِهِنَّࣕ وَلَا يُبْدٖينَ زٖينَتَهُنَّ اِلَّا لِبُعُولَتِهِنَّ اَوْ اٰبَٓائِهِنَّ اَوْ اٰبَٓاءِ بُعُولَتِهِنَّ اَوْ اَبْنَٓائِهِنَّ اَوْ اَبْنَٓاءِ بُعُولَتِهِنَّ اَوْ اِخْوَانِهِنَّ اَوْ بَنٖٓي اِخْوَانِهِنَّ اَوْ بَنٖٓي اَخَوَاتِهِنَّ اَوْ نِسَٓائِهِنَّ اَوْ مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُنَّ اَوِ التَّابِعٖينَ غَيْرِ اُو۬لِي الْاِرْبَةِ مِنَ الرِّجَالِ اَوِ الطِّفْلِ الَّذٖينَ لَمْ يَظْهَرُوا عَلٰى عَوْرَاتِ النِّسَٓاءِࣕ وَلَا يَضْرِبْنَ بِاَرْجُلِهِنَّ لِيُعْلَمَ مَا يُخْفٖينَ مِنْ زٖينَتِهِنَّؕ وَتُوبُٓوا اِلَى اللّٰهِ جَمٖيعاً اَيُّهَ الْمُؤْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
“Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır.” (Nur/30)

“Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut kocalarının babalarından, yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!” (Nur/31)

        Hz. Mevlana’nın; “herkesin günahını kapatamayacağına göre kendi göz kapaklarını kapa!” sözü insanın günah denizinde yüzen bir varlık olduğunu gözler önüne sürmesinin yanısıra bunlardan kaçınmasının da ne denli önemli olduğunu anlatır.

         Ne hikmetse hep başkalarının yanlışlarını, eksiklerini, günahlarını ve hatalarını görürüz de kendimizi görmeyiz. Mum misali etrafımızı görürüz ama kendimizi asla.

          Peki günahlar yok mu, sağımız solumuz yalan değil mi? Ne yani bunlara karşı bilmeden nasıl tavır alacağız? Göz yummakla onlara davetiye çıkarmış olmuyor muyuz?

          Biz en iyisi mi kendimize bakalım, yukarıda geçen ayetlerin ilkinde inanan erkeklere, ikincisinde de inanmış kadınlara; “gözlerini haramdan sakınsınlar” buyurulması yine özne olarak bizzat kendimizin gözlerimizi kapatmamız isteniyor.  

         Başkalarının ayıp ve kusurlarını örtme konusunda da sevgili Peygamberimizin;“Kim arkadaşının ayıbını örterse, Allah da kıyâmet günü onun ayıbını örter. Kim de müslüman kardeşinin ayıbını açığa vurursa, Allah da onun ayıbını açığa vurur. Hattâ evinin içinde bile olsa, onu ayıbıyla rezil eder.” (İbn-i Mâce, Hudûd, 5)

“Kim bir kardeşini (tevbe ettiği) günahı sebebiyle ayıplarsa, o günahı işlemeden ölmez.” (Tirmizî, Kıyâmet, 53/2505) hadislerini kendimize rehber edinirsek Hz. Mevlana’nın bu sözünü de anlamış oluruz.

Şemsettin ÖZKAN

22.07.2023 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-islamveihsan.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.