(Toplumsal İlişkiler 839)
وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌؕ اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤٰادَ كُلُّ اُو۬لٰٓئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُ۫لاً
“Hakkında yeterli bilgin olmayan ve doğruluğunu tam olarak araştırmadığın bir şeyin ardından körü körüne gitme! Ne olursa olsun, sağlam ve inandırıcı delillere dayanmadan, hiçbir konuda kesin yargıda bulunma, hiç kimseyi asılsız söylentilere dayanarak suçlama! Çünkü araştırma yapıp gerçeği öğrenmen için Allah’ın sana bağışladığı kulak, göz ve gönül; bunların hepsi bu
yaptığından sorumludur.” (İsra/36)
Kendi kendine konuşana, gülene, deli derler ne hikmetse bizim gelenek göreneklerde, ya da literatürümüzde. Aslında öyle mi? Değil. Nice veli kullar var suskun öyle. Bizim sitemizin adı da suskunduvar değil midir? Aslında hiç susmamıştır bizim suskunduvarımız. Kurulduğu günden beri, o gün bugündür, haberlerini söylemektedir. Esin kaynağımız da Kur’an’ın zelzele suresi diye bilinen Zilzal Suresi 4. ayetidir:
يَوْمَئِذٍ تُحَدِّثُ اَخْبَارَهَاۙ “İşte o Gün yeryüzü, üzerinde yaşanmış olan tüm olayları bir bir anlatacaktır.”
Bayezid-i Bestami hazretlerinin; “40 yıldır tekellüm ediyorum da insanlar kendileriyle konuştuğumu zannediyorlar” sözünü de burada hatırlamakta yarar var. Bu mübarek insan, insanların onun sözlerini, konuşmalarını anlamadıklarından veya kâle almadıklarından olsa gerek, nasihatlerine kulak tıkamış olsalar gerek, kırk yıldır onlarla konuşmadığını söyler.
Evet aslında konuşuyor, tekellüm ediyor, lakin insanlar onun, kendileriyle konuştuğunu zannediyorlar sadece. Aslında suskun o. Susan, konuşmasını bitirmiş midir? Hayır. Esas konuşmalarını şimdi kendisiyle başlatmıştır. İç konuşması yapıyor kendisiyle.
Edebiyatımızda sık başvurulan tekniklerden biri de iç konuşma (iç diyalog) tekniğidir. Anlatmaya bağlı edebi metinlerde kullanılan bir çeşit anlatım tekniğidir. Yazar anlatmak istediği şeyleri kahramanın kendi ağzından, kafasından geçenler şeklinde okuyucuya verir. Kahraman kendi kendine konuşur gibidir, fakat düşünceleri düzenlidir.
Nazım Hikmet bir cümlesinde; “konuşmayı severim, fakat herkesle değil,” diyor. Sevdiği insanların yanında bülbül kesilen insanlar, sevmedikleri kişi, ya da ortamlarda, hiç ama hiç konuşmazlar. Zira onlar onu anlamazlar. İnsan için en kötü durum kendini anlamayanların arasında sıkışıp kalmasıdır. Bu yüzden insanın, her şeyi uluorta her yerde anlatması da, pek yakışık almaz diye düşünüyorum.
Şemsettin ÖZKAN
12.10.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-turkedebiyati.org