(Toplumsal İlişkiler 533)
ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ اَيْدِي النَّاسِ لِيُذٖيقَهُمْ بَعْضَ الَّذٖي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
“Kur’an ışığından yüz çeviren insanlığın kendi eliyle yaptığı
kötülükler yüzünden, hem toplumsal, hem de doğal denge bozularak, karada ve denizde haksızlık, adâletsizlik, kan, gözyaşı, dünya savaşları, nükleer felâketler, aşırı silahlanma, çevre kirlenmesi, uyuşturucu, alkol, cinsel sapıklıklar, terör ve anarşi gibi her türden fesat ve bozgunculuk ortaya çıktı. İşte Allah, yaptıklarının bir kısmını onlara daha bu dünyada böylece tattırıyor ki, bu gidişin yanlış olduğunu anlayıp yeniden Kur’an’a
dönsünler.” (Rum/41)
Rahmetli Ahmet Sezai Karakoç’un 1957 yılında yazdığı canlı ölümlere en güzel örnek olarak gördüğüm “Balkon” şiiri, modern yapıların öldürdüğü sosyalleşmeyi savunan sembolik anlatımlı bir şiiridir. Okurken asla sıkılmazsınız. Ama balkona gelecek zamanlarda ölüleri gömecekleri mısralara gelince adeta ürperirsiniz ve dehşete kapılırsınız.
Geliniz edebiyatımızda ll. Yeni hareketinin en güzel şiirlerinden biri olan bu şiiri bir hatırlayalım:
Çocuk
düşerse ölür çünkü balkon
Ölümün cesur körfezidir
evlerde
Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların
Anneler
anneler elleri balkonların demirinde
İçimde
ve evlerde balkon
Bir tabut kadar yer tutar
Çamaşırlarınızı
asarsınız hazır kefen
Şezlongunuza uzanır ölü
Gelecek
zamanlarda
Ölüleri balkonlara gömecekler
İnsan rahat
etmeyecek
Öldükten sonra da
Bana
sormayın böyle nereye
Koşa koşa gidiyorum
Alnından
öpmeye gidiyorum
Evleri balkonsuz yapan mimarların.
Aslında şiir modern zamanlarda insanların şehirlerde ne kadar zor şartlar içinde yaşayacaklarını, mimarinin dikey değil de yatay olmasına çok güzel vurgu yapar. Sadece bu mu annelerin bilhassa ev kadınlarının çocuklarını zapdetmelerinin güçlüğü de çok güzel anlatılır ve balkondan aşağı düşüşlerinde gösterdikleri cesarette balkonların kışkırtıcılığı işlenir. Balkonların evlerimizde bir tabut kadar yer tuttuğu, tellerine asılan çamaşırlarında hazır kefen olduğu, bir de şezlongun üzerine çamaşırların ardında uzandınız mı bir mezardan farksız olduğu ifade edilir.
Şairin şiirinin son bölümünde “alnından öpmeye gidiyorum evleri balkonsuz yapan mimarların” demesi onun köydeki tek katlı evleri beğendiğini gösterir. Çünkü bu tip evlerde insanların daha geniş aile modeliyle içiçe olduğunu, insanların bu tip evlerin yoğun olduğu mahalle ve sokaklarda, daha sosyal kişilik geliştirdiklerini, evden hemen avluya bahçeye çıktıklarını, böylece doğayla daha da bir yakınlaştıklarını, çocukların ve ev hanımlarının da artık sıkılmayacaklarını, en önemlisi de özgürlük alanları olduğunu dile getirir.
Şemsettin ÖZKAN
02.12.2021 DOĞANŞEHİR
KAYNAKLAR 1-kuran.diyanet.gov.tr 2-kuranmeali.com 3-antoloji.com