(Toplumsal İlişkiler 467)
اَوَكُلَّمَا عَاهَدُوا عَهْداً نَبَذَهُ فَرٖيقٌ مِنْهُمْؕ بَلْ اَكْثَرُهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
“(Yahudiler) Ne zaman bir ahitte bulundularsa (kiminle anlaşma yaptılarsa), içlerinden bir bölümü onu bozmadı mı? Doğrusu, onların çoğu iman etmez (sapkınlardır).” (Bakara/100)
Kime ait olduğunu bilmediğim güzel bir söz var şöyledir;
“Sen sen ol, mutluyken söz verme!
Üzgünken cevap verme!
Öfkeliyken karar verme!”
Gerçekten de öyle değil midir değerli dostlar, insan mutluyken söz verdiğinde başına gelebilecekleri bir an şöyle bir düşünelim hele. İnsanın neşeli halinde gaza gelmesi çok kolaydır. O anda dilediğini yaptırabilirsin belki de mutlu insana. Çünkü keyfi yerindedir. Olumsuz düşünebilecek bir atmosferi o an yoktur. Bu yüzden olsa gerek zamanlama yönünden işte tam da o an dile, iste mutlu adamdan isteklerini, ‘şunu alır mısın, bunu yapar mısın?’ benzeri şeyleri mutlu neşeli bir insana yaptırtabilirsiniz. Sanırım bunun zamanlamasını en iyi bayanlar bilirler.
‘Üzgünken cevap vermemek’ konusuna gelince bu konuda apayrı bir araştırma mevzudur. İnsanın kederli ve üzgün oluşu yeise kapıldığı veya hayal kırıklığı yaşadığı zaman dilimlerinde cevap vermesi sağlıklı olmayabilir. Üzgün insan o an üzüldüğü şeylere takılıp kaldığından obsesyon(takıntı) yaptığından oraa kalmıştır. O anda muhatabının söylediklerini doğru dürüst anlamayabilir. Bu yüzden yanlış cevaplar verebilir. Cevap verse bile verdiği cevapların ne olduğu konusunda zihni bulanık olabilir. Cevaplarını ileri bir tarihe ertelemesinde hiçbir sakınca yoktur. Herkes de bu durumunu anlayışla karşılayacaktır.
‘Öfkeliyken karar vermemek’ akılla hareket eden insanların yoludur. Hatta hakimlerin bu anlarda kararları dahi sağlıklı olmayabilir. Dikkatli olmaları gerekir. Bilhassa kadın hakimlerin bu hallerde daha özenli olmasında yarar vardır. Çünkü kadınlar erkeklere göre yaradılış yönünden daha yumuşaktır.
Hz. Ebû Bekir kendi oğluna bir mektup yazmış ve iki kişi arasında sinirli olduğu zaman hüküm vermemesini vurgulamıştır. Ardından kendisinin Hz. Peygamber’den: “Hâkim, öfkeli bir halde iken iki kişi arasında hüküm veremez.”
(Buhârî, Ahkâm, 13; Müslim, Akdiye; Tirmizî, Ahkâm, 7)
hadisini işittiğini söylemiştir. Öfke halinde alınan kararlar, öfkenin kendisi kabul edilmiştir. O halde hüküm veren hâkim, düşman olan ya da karşıt görüşlere sahip iki kişinin davasını neticelendirirken sağlam bir düşünceye ve içtihada sahip değildir. Öfkeli halde alınan kararlar yanlış, adaletsiz kararlar olarak görülmüştür. Bu sebeple hadiste sağlıklı bir karar için insanın öfke halinin düşük seviyede olması gerektiği belirtilmiştir.
Şemsettin ÖZKAN
25.09.2021 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-Bkz: Hatice Sarıtaç Ayetler ve Hadisler Işığında Öfke Yönetimi yüksek lisans teziSelçuk edu