(Toplumsal İlişkiler 1273)
وَالَّذٖينَ هُمْ عَنِ اللَّغْوِ مُعْرِضُونَۙ
“Mü’minler, bâtıldan, yalandan, taahhüde sadakatsizlikten, boş ve faydasız şeylerden yüz çevirip ilgilenmeyenler, engelleme tedbirleri alanlar, bunların savunuculuğunu, sözcülüğünü yapmayanlardır.” (Mü’minun/3)
Bazen öylesine sözler söylenir ki lakin söz söylenmeyen şeylerde gizlidir. Hz. Mevlana; “beni söylediklerimde arama! Ben söylemediklerimde gizliyim” derken bunu ifade eder.
Veya söylenenlere takılıp kalanlara da putperest yakıştırması yapar. Çünkü daha söylenmemiş söylenecek nice sözler var da ondan. Evet söz önemlidir ama sözlere de fazla itibar ederek kişinin ağzından lafı başka yerlere çekerek sündürmemelidir. “Söz dediğin yaş deri gibidir. Nereye çekersen oraya gider” diye bir atasözümüz var. Sözlere başka manalar yükleyerek, yakıştırmalar yaparak başka yerlere çeken nice insanlar var. Ordan yaklaşarak karşı tarafı suçlama, kınama yarışına girenler var, eğlence arayanlar var, var da var. Sözleri eğip büken niceleri var. Sözün kısası şekle şemaile söze öyle fazla takılıp kalmamak gerek. Söylenmeyenlerde kimbilir ne manalar gizli. Olaya bir de Kaygusuz Abdal (1341-1444) gibi bakmak lazım;
Bu âdem dedikleri
El, ayakla baş değil
Âdem manaya derler
Suret ile kaş değil.
Cahit Zarifoğlu’nun; “yeni bir söz söylesem neye yarar ki? Söyleyemediklerim ince bir sızı” derken vurgulamaya çalıştığı da her ne kadar söylenecek çok şeyim olsa da, burada içimde söyleyemeyeceklerim olduktan sonra neyleyim bu hali cinsinden olsa gerek. Söylesem ne olacak? Söylemesem de olur. Şayet söyleyemezsem içim bu sefer de bir buruk kalacak. Karacaoğlan; “girebilsen bu sinemde neler var?/ gülüp oynadığım ele karşı” sözleriyle söyleyecek çok şeyleri olduğu halde söyleyemediklerinin içinde ince bir sızı olduğunu söyler.
Şemsettin ÖZKAN
21.12.2023 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-suskunduvar.com