TAŞ YÜREKLİ İNSANLARDAN DAHA YUMUŞAKTIR BAZEN TAŞLAR

         (Toplumsal İlişkiler 110)


اِنَّهُ كَانَ فَر۪يقٌ مِنْ عِبَاد۪ي يَقُولُونَ رَبَّـنَٓا اٰمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِم۪ينَۚ
“Çünkü vaktiyle, kullarım arasından bir grup inanmış insan, “Ey Rabbimiz! Biz sana iman ettik, öyleyse bizim günahlarımızı bağışla ve bize merhamet eyle; hiç kuşkusuz Sen, merhamet edenlerin en hayırlısısın!” diye yalvarırlardı.” (Müminun/109)

“Sen yerde olanlara acı ki, gökte olanlarda sana merhamet etsin. Senden aşağı olanlara acı ki, senden üstün olanlar da sana acısın,” der Hz. Mevlana. “İnsanın sadece acısı değil, acımasız oluşu da acı veriyor,” derken İbrahim Tenekeci taş yürekli insanların kocaman kayalardan bile daha taş kesildiklerine işaret eder.

          Merhamet deyince genelde akla gelen acımaktır. Merhamet aslında acıtmamaktır. Kırmamaktır, incitmemektir. İnsan her şeyini kaybetse de merhametini kaybetmemelidir. Çünkü insanı insan yapan en önemli duygu merhamettir. Merhamet yani acıma duygusunu yitirmek insan olmaktan çıkmak canavarlaşmak demektir.

          Bu konuyu en çok işleyenlerden Prof. Dr. Kemal Sayar, “Merhametsiz Bir Dünyayı Nasıl Onaracağız?” adlı yazısında şöyle diyor:

“Dünya merhamet eksikliğinden can çekişiyor. Ondan mahrumiyet bizi görünür ve görünmez biçimlerle yok ediyor. Çevre kirlenmesi, yoksulluk, önyargı, şiddet ve savaşlar. Merhamet içimizde bir yerlerde sönmeye yüz tutmuş insanlık kandilini yeniden tutuşturan ve bizi en temel halinde insanlığımıza geri çağıran bir duygu. Verecek hiçbir şey yoksa bile elinde, kardeşinin acısı için kendini verebilir, kendi ruhunu, dostluğunu, kardeşliğini ikram edebilirsin. Merhamet sempati ve acıma duygularını aşar. Dünyayı bir başkasının gözüyle görmenin nemenem bir şey olduğunu gerçekten anlamamızı sağlayan bir empati duygusunu içerir. Merhametli bireyler, merhameti eyleme dökmek için gerekli zaman ve zemini ayırır, sadece onu dillendirmekle iktifa etmezler. Merhamet, senin mutluluğun olmazsa benim de mutlu olamayacağımın bilgisidir. Sadece kendi refahına odaklanmış insanların erişemeyeceği bir bağış, bir ödüldür.”

           Taş yürekli nice insanlardan daha yumuşak ve merhametli taşların ve kayaların olduğunu anlatır bize Kur’an; “Ama bütün bunlardan sonra, kalpleriniz yine kaskatı kesilip taş gibi oldu, hatta daha da sert! Taşlar, kayalar bile, sizin şu duyarsız kalplerinizin yanında yumuşacık kalır. Çünkü öyle kayalar vardır ki, içerisinden ırmaklar kaynar; öyleleri de var ki, çatlayıp yarılır da, bağrından pınarlar fışkırır; yine öyleleri de vardır ki, Allah korkusuyla yuvarlanıp aşağılara düşer.
O hâlde, ey inkârcılar! Akılsız, şuursuz dediğiniz şu taşlar, ağaçlar, kuşlar bile yüce Yaratıcının kanunlarına kayıtsız şartsız boyun eğerken, akıl ve irade sahibi olan sizler, sonsuz merhamet ve şefkatiyle sizi yoktan var eden ve yaratılmışlar içinde en şerefli makama yücelten Rabbinize karşı nasıl olur da nankörlük eder, emirlerine baş kaldırırsınız?
Allah, yaptıklarınızdan hiç de habersiz değildir.”(4)

         Taşları bile kemale erdiren çekiç darbeleri değil, suyun okşayışlarıdır, sevgiye götüren merhamettir.  Merhametli insan aynı zamanda seven insandır. Sevmeyen insan kaba saba ve merhametsizdir. Yunus Emre merhametle kardeş olan sevgiyi ibadet olarak telakki eder:

Maharet güzeli görebilmektir

Sevmenin sırrına erebilmektir

Cihan âlem herkes bilsin ki

En büyük ibadet sevebilmektir.

          Son olarak şunu belirtmeliyiz ki şayet yüreğinde sevgi ve merhamet yoksa başka şeylerden söz etmene gerek yok, bırak kalsın…

Şemsettin ÖZKAN

01.09.2020 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-kemalsayar.com

4-Bakara, 74

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir