(Toplumsal İlişkiler 1323)
وَتَوَلّٰى عَنْهُمْ وَقَالَ يَٓا اَسَفٰى عَلٰى يُوسُفَ وَابْيَضَّتْ عَيْنَاهُ مِنَ الْحُزْنِ فَهُوَ كَظٖيمٌ “Ve gözyaşlarıyla ıslanan yüzünü onlardan çevirip “Ah, Yûsuf’um!” diye inledi;öyle dayanılmaz acılarla sarsıldı ki, sonunda, hayatın bu acı gerçeğine üzüntüden gözlerine ak düştü, göremez hâle geldi. Artık kederini içine atıyor, acıdan
yutkunup duruyordu.” (Yusuf/84)
Hayatın ta kendisi hüzün değil mi? Hüzünsüz geçen bir gün mü var? Buram buram hüzün kokuyor şu yaşadıklarımız. İnsana yaşı değil yaşadıkları öğretiyor hayatı. Çünkü içinde hüzün var yaşamın.
Hz. Mevlana; “Sıkıntılar gecedir, dinlen, kederlenme! Sabah elbette olacaktır,” derken hüznü geceye benzeterek, mutlaka insana uğrayacağını ancak sabahın yani neşenin de geleceğini ifade eder.
Sanki bir başka konu yok da ikide bir hüzün diyoruz. Elem keder anlamlarına gelen hüzüne olumlu bir anlam katıyoruz. Örneğin bir başka müzik türümüz için acılı arabesk kavramını söylemekten çekinmiyoruz. Gerçekten de bu müzik de çok acılı şeyler vardı. Köyden kente göçen insanların ıstırapları bu şarkılarda kendilerine yer buluyordu.
Hz. Mevlana der ki; “Hüzün olgunlaştırır, kaybetmek ise sabrı öğretir. Kaderi sev, varsa kederini de sev. Gör ki Mevla neler gösterir.” Hüznü kabullenişte, kaderi ve kederi sevmede bir güzellik vardır. Çünkü içinde sabır vardır. Sabrın içinde de sevgi vardır. Aşk vardır. İnsan aşık olduğu insanı hep mazur görmez mi? Onu affetmez mi? Evet. Hüznün içinde de böyle bir güzellik ve aşk vardır. Kadere çalışıp çabaladıktan sonra gerisini Allah’a havale ederek boyun eğmek vardır. Üzüntüyü bile sevmek vardır. Hasılı olaylar karşısında sabır göstermek vardır. Sabır ne güzel bir davranıştır sabredenlere…
Derviş Celal Efendi bir şiirinde hüznü çok güzel işler:
Neyin var? dediler.
Bir şeyim yok! diyemedim.
Neden başık eğik? dediler.
Yüküm yüreğimde! diyemedim.
Sözlerin hep hüzün kokuyor, dediler.
Daha duymadıklarınız var! diyemedim.
Cümlelerin neden devrik? dediler.
Onları siz devirdiniz! diyemedim.
Ne iş yaparsın? dediler.
Hamalım! diyemedim.
Ne taşırsın? dediler.
Yüklediğiniz dertleri! diyemedim.
Diyemedim işte Hâfız!
Yaradan’ın hatırına,
Rahman’ın hatırına,
Allah’ın hatırına,
Kırgınım! Diyemedim.
Şemsettin ÖZKAN
09.02.2024 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com