ŞİMDİ BUNCA KARANLIĞIN ÜSTÜNE OTURUP  BİR MEKTUP YAZMALI, İLKBAHARA VE YAZA; “HADİ RENKLERİNİ TOPLA DA GEL” DEMELİ… 

(Toplumsal İlişkiler 1748)

يَا بَنِيَّ اذْهَبُوا فَتَحَسَّسُوا مِنْ يُوسُفَ وَاَخٖيهِ وَلَا تَايْـَٔسُوا مِنْ رَوْحِ اللّٰهِ اِنَّهُ لَا يَايْـَٔسُ مِنْ رَوْحِ اللّٰهِ اِلَّا الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ  

“Oğullarım, gidin, Yûsuf’u ve kardeşini iyi araştırın. Allah’ın hayat bahşeden rahmetinden ümit kesmeyin. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfir bir kavimden başkası Allah’ın hayat bahşeden rahmetinden ümit kesmez.” dedi.” (Yusuf/87)

Ümitsizlik ne kötü şeydir? Ümitvar olmak ne güzeldir.  

Hz. Mevlana der ki; “kolun mu kırıldı, üzülme! Belki Allah sana kanat verecek.” Yani asla ümidinizi kaybetmeyiniz. En zorlu şartlarda dahi pes etmeyiniz. Gırtlağınıza kadar sıkıntılara düçar olsanız dahi işin peşini bırakmayınız. Bittim, yıldım, öldüm demeyiniz. Mutlaka o sarp dik yamaçların arkasından yola çıkan bir patika vardır. Siz yeter ki, ümitvar olunuz. 

         Ey gönül senin gönlün neye razıysa öyle davran bilirsin ressamın hikayesini ; Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış. Çırağına; 
“- Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?” demiş.
“- Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma” diye ilave etmiş.                                        

         Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş. Öğrenci resmi yeniden yapmış. Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş. Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış. 

        Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş. Usta ressam şöyle demiş:
“-  İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. İkincisinde, onlardan müspet, yapıcı, olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.”

– Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.
– Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma.
– Asla bilmeyenle tartışma.  

        “Şimdi bunca karanlığın üstüne oturup, bir mektup yazmalı, ilkbahara ve yaza; ‘hadi renklerini topla da gel’ demeli” derken Turgut Uyar onca olanlardan sonra pes etmeyip insanı ümitvar olmaya çağırmakla ne kadar haklı değil mi?

Şemsettin ÖZKAN
09.04.2025 KONYA

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov..tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-1000kitap.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir